Tatar Çölü Hakkındaki Yorumlar

Karamsar bir kitap, okurken iyice irdelenmeli alt metinlere epey dikkat edilmeli ayrıca.

okudugunuz her sayfada merakla dıger bolumde ne olcak dıye beklıyorsunuz...anlaması guç ama olayı çözünce elinizden bırakamayacağınız bır kıtap. yazarı ılk defa okudum ve begendım tavsıye ederım herkese.

Hayatının değişmesini bekleme, harekete geç ve değiştir...

Bir bilinmezin-merakın izinden giden bir subayın iç dünyası. Muhteşem.

Dino Buzzati'nin muazzam eseri.Okurken karakterin gözünden görebiliyorsunuz bastiani kalesini.Tavsiye ederim.

Drago'nun sürükleyen hikayesi. sabirla ve merakla okudum. tipki Drago'nun sabirla ve hep ümitle beklediği gibi. siradan alışkanlıklarınin esiri olmus bir teğmen.
aslinda biraz ürkütücü, acaba bizde aliskanliklarimizin esiri olup ideallerimizden uzaklasiyo muyuz?
kitabin arka kapagini kapattiktan sonra bir düşünün kendi hayatinizi.

sabredip sonuna kadar okunduğunda, bizlerinde farkında olamadan yaşadığımız hayatı sorgulayan güzel bir kitap

Okuyana çok şey katacak, aslında sürekli görmezden geldiğimiz şeyleri çok basit ve akıcı bir dille; çok güzel metaforlarla anlatan harika bir roman. Okunacak kitaplar listesinin en başında yer almalı çünkü okumayı ne kadar geciktirirseniz, hayatınızdan o kadar fazla zaman kaybetmiş oluyorsunuz. Bu cümlem, kitabı okuduğunuzda anlamlı gelecek :)

Alışkanlıkların baştan çıkarıcı rahatlığının, verdiği güvenin insanı fark etmeden esir alması, beynin idealist düşünen kısmını yavaş yavaş uyuşturması ancak insanın hep ideallerine bir gün ulaşacağı umudunu ironik bir şekilde yine de taşıması ve buna kendini inandırmayı başarması. Sanırım içerdiği felsefe nedeniyle en çok etkilendiğim kitaplardan biri oldu Tatar Çölü...

Yıllarını boş bir ümidin peşinde geçiren ve gençliklerini bu uğurda harcayan askerlerin dramatik öyküsü. Genç bir teğmen olarak geldiği kaleden, yaşlı ve hasta bir binbaşı olarak ayrılmak zorunda kalan, ve bir han odasında yalnız başına ölen Drogo nun hikayesi. Güzel ve okunması gereken baş yapıtlardan biri...

insanların kendilerini alışkanlıklara tek düze hayata nasıl bıraktığını nasıl uyuştuklarını ve bu alışılagelmiş düzene nasıl karşı çıkamadıklarına dair durumu bir kalede görevini sürdüren askerler üzerinden çok güzel anlatan bir eser.tavsiye ederim

Okurken sizi bir umudun peşinde bırakıyor, sonunda ne olacak hissini uyandıran bir kitap.Dili anlaşılır ve akıcı. Okumanızı tavsiye ederim.

Tatar Çölü modern bir başyapıttır. İnsanı anlattığı için bin yıl sonra da değerini yitirmeyecektir. Her edebiyatseverin mutlaka okuması gereken bir eser.

yalnızlık ve amaçsızlık..insan ruhuna ızdırap veren iki duyguyu birden işliyor kitap..

Okurken, öncelikler size kendinizi, tükettiğiniz yaşamınızı hatırlatan, ardından, aynı ruh ikliminde soluklanan Godot'yu Beklerken'i, Çador'u, Oblomov'u, bir tekrarlar dizgesi olmasıyla Yüzyıllık Yalnızlık'ı anımsatan güzel kitap. İnsanın kendi hayatında, bir "nirengi" noktası belirlemesinin önemini vurgular kanımca. Böylesi güzel bir romanın daha dikkatli ve iyi bir çevirmence dilimize kazandırılmış olması gerekirdi, diye de düşünmeden edemiyor insan romanı okurken.

Kitapta fazla akıcılık , aksiyon yok... Ama anlatılmak istenen bir şey var... Sabırla sonuna kadar okursanız pişman olacagınızı sanmam...

Buzzati'den müthiş bir kitap daha. Farklı bakış açısına sahip bir yazardan, etkileyici bir anlatım.

bu kitabı kafa dengi adlı bir tv programında tavsiye edildiğini gördüm ve hemen aldım. sabırla okudum. anladığım şey ise; insanın şahsi hırslara kapılıp hırsın onun tüm benliğini karakterini elegeçirmeden vazgeçmeyi bilmesidir. yoktan düşman yaratmak, kahraman olmak arzusu tehlikelidir. hayat güzeldir ve ihmal etmeye gelmez.

Tatar Çölü özellikle devlet kurumlarında işe yeni başlayanlar için okunması gereken bir kitap. Görev yaptığı yeri beğenen veya beğenmeyen, oradan hemen kurtulmak isteyen veya hiç kurtulmak istemeyen herkesin mutlaka alıp okuması gereken psikolojik analizlerle dolu bir kitap.

Geçen yıllara, zamana bir mektup, hikayesi vesile olmuş.

güzel bir içsel yolculuk.insanın kendiyle yüzleşmesinin hikayesi.okurken bu duruma düşsem ne yapardım demeden duramayacaksınız!

Kitabın odak noktası, boş emeller uğruna harcanan zaman ve insanın kendi kendini yok etmesi.

Roman için çok akıcı olduğu söylenemez ama dili iyi. Özellikle yapılan betimlemeler, romandaki anların akıllarda canlanmasına olanak veriyor.Kitap baskı kalitesi ise gayet iyi.

Kitabı okuduktan sonra yemek yemek gibi günlük sıradan işlerden bile zevk almamız gerektiğini, kendimizi zevk almak üzere eğitmemiz gerektiğini anladım.
Kitabın okunmasını kesinlikle öneririm.

"İnsanlar Tatar Çölü'nü okuyanlar ve okumayanlar olarak ikiye ayrılır" tezine kitabı okuyunca tamamen hak verdim. Başucu eserlerim arasında.

BU KİTAP İNSANIN İÇİNE SESLENEN GÜNLÜK YAŞAMIN DIŞINDAKİ İNSAN İDEALLERİNİN NE KADAR DA GÜNLÜK YAŞAMLA UYUŞMADIĞINI GÖSTEREN REALİST BİR KİTAP.HERKESİN HAYALLERİ VARDIR KİMİ İSE ULAŞILMAZ VE OLMAZDIR.AMA OLDURMAK İÇİN HAYATLA BİRLİKTE OLMAZLARI OLDURMAYA SONSUZ KUDRETTEN YARDIM ALMAK GEREK.YOKSA BU HAYAT ZOR VE GERÇEKLERİN YAŞANDIĞI BİR YER...HER İNSANIN OKUMASI GEREKEN BİR ESER.HAYALLERİM VAR DİYEN İDEALİSTLERİN OKUMASI VE GERÇEĞE ULAŞMASI İÇİN...

İyi ki okudum dediğim kitaplardan biri oldu. Alışkanlıkların nasıl da usul usul bizi esir aldığını ve bizi hayallerimizin çok uzaklarına attığını gördüm ,korktum. Kendimi ve alışkanlıklarımın kritiğini yapmama vesile olduğu için de sevindim. Tatar Çölü' nün üzerinde ve içinde yaşadığımız dünya çölünün yanında bir hiç olduğunu iliklerime kadar anladım ve ürktüm. Hayallerin çöllerde nasıl da buharlaştığını görüp, solmayacak idealller peşine düşmemi sağladığı için minnettarım. Ya bizim de yazgımız C. Drogo ile aynıysa? Öyleyse Drogo'nun hazin kaderine tanık olmam gerekir deyip Tatar Çölü'nde yol almanız temennisiyle...

Aslında bu kitap biraz olsun hayallerimi değiştirmeme sebep oldu diyebilirim. Her insanın zaman zaman isteyeceği gibi, ben de dönem dönem herkesten uzaklaşmak istiyordum. Fakat bu kitaptan sonra yalnızlığın aslında ne kötü bir alışkanlığa dönüştüğünü, sıradanlığın insana neler yapabileceğini gördüm. Daha da kötüsü beklentilerimizin nasıl saplantılara dönüşebileceğini gördüm. Bu kitabı okuyun... Ama mutlaka sindirerek okuyun. Emin olun ki hayatınızda ufacık da olsa olumlu bir yönde değişiklik yapacaktır.

Ağır başlayan ancak okudukça sizi saracak bir roman. Geçip giden zamana karşı insan iradesinin çaresizliği.. ya da bir ümit uğrunda kendinizi her şeyden soyutlayıp sadece o uğurda hareket etmek için elden gelenin yapılması... Uzak bir kaleden, uzak bir iklimden güzel bir kitap...

tatar çölü, geçip giden zamana karşı bir ağıt, ama bunun da ötesinde, bu zamanın bir hiç yerine harcanmasına bir eleştiridir. yeni mezun olmuş bir teğmen olan drago, sınırdaki kalelerden biri olan Bastiani kalesine tayin olur. kaleyi büyük bir yer sanan drago, gerçekle karşılaşınca hayal kırıklığına uğrar. çünkü burası hiç kimsenin önemsemediği, unutulmuş bir kaledir. drago, gelir gelmez buradan ayrılmaya karar veriri ve bunu da kale komutanına söylemekte bir sakınca görmez. komutan da onun bu isteğini doğal karşılamıştır. fakat tüm kale bir saldırı beklentisi içindedir. kalenin arkası tatar çölü olarak adlandırılan kurak bir alandan oluşmaktadır ve tataraların buradan saldırılacağı beklenmektedir. drago kendini bu bekleyişin büyüsüne kaptırır ve zamanla bunun dışındaki her şeye yabancılaşmaya başlar. yaşamının sonuna geldiğinde, hatasının farkına varacak ama bunun için artık çok geç kalmış olacaktır.

İnsanın hayallerinin tükendiği noktada düştüğü o elem verici durumu anlatan mükemmel bir roman.Okuyun...

Fazla anlam yüklenen bir kitap.
Buna benzer konusu olan "İvan ilyiçin ölümü" bundan çok daha iyiydi

Güzel bir kitaptı diyebilirim. Ama abartıldığı kadar değil. Okurken sıkıldığım yerler oldu. Hani bir solukta merakla okunabilecek bir kitap değil. Ama anlatımı güzel, benim dingin diye tanımladığım kiraplardan biriydi.

Bitmek tükenmek bilmeyen bir bekleyişin sonunda sabrın ödülüyle karşılaşmak yerine, içten içe kemiren bir hayal kırıklığı ile karşılaşmanın buruk hikâyesi. Romanda yazarın vurguladığı gibi "yaşam bir tür şakaydı" belki de.

sizi alıp içine çekecek, kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz bir kitap,
keyifli okumalar.

Özu itibari ile güzel bir kitap. Vermek istedigi duyguyu veriyor. Fakat agir ilerleyen ve yer yer sıkan bir kurgusu var.

Dino Buzzati' nin gösterişsiz düz bir yazar olduğunu düşünebilirsiniz tabii öykülerini okumadıysanız. Yazar, dehasını daha çok öykülerinde gösteriyor.
Tatar Çölü, modern klasiklerden. Henüz okumayanlara şiddetle tavsiye ederim. Yazarın cilveli, neşeli, ışıltılı öykülerini okuduktan sonra Tatar Çölü' nün atmosferi için ne kadar büyük emek sarf ettiğini daha iyi anlıyorsunuz.

başıyla ortasıyla sonuyla tarihin en iyi birkaç romanından biri

Necip Tosun tavsiyesi, okunur.

Hep başkalarından farklı bir hayatı olacağına kendini inandırmak , bunun olmayacağını anladığında da kibirden göremezden gelmek üzerine harcanmış bir hayat...

Farklı bir edebiyat tadı var, ilginç içsel.. çeviren de güzel çevirmiş...

Kitap yorumlardaki kadar beni etkilemedi açıkcası.Konusu ve anlatımı basit ve birazda sıkıcı geldi bana.Yazarın okuduğum ilk kitabıydı belki diğer eserlerinde memnun kalırım.

Kararlarımızı sorgulatıyor. Beklentiler uğruna nelerden vazgeçiyoruz acaba. Değecek mi? bulduklarımız geçtiklerimize.

çok beğenerek okudum. hayatının dönüm noktasını bekleyen bir insan ve akıp giden yıllar...

Boşa geçmiş bir hayata ağıt.. Modern zamanlarda bireyin yaşadığı varoluşsal travma üzerine derin bir kurgu eser.

Drogo'nun uğruna gençliğini feda ettiği, her türlü zevkten kendini mahrum kıldığı bir bekleyişin romanı bu.

zaman geçiyor. sen ölüyorsun her gün, azar azar. bilincinde olduğun söylenemez. mutlu ve umutlu kılıyor seni bu kahrolası bilinçsizlik. fakat umut tatlı şeydir, vazgeçmek zordur, yok olursa kimsesiz hissettirir insana. kimsesizlik ki, kimselere yakışmaz. ve ölümün hatırası çok sefer en çok unutulandır. öleceğini bilen yegâne varlıkken ölümün ensesindeki nefesine en çok kayıtsız kalan da insandır. ensende derin soluğunu hırsla aldığını, dudağını dudağına yapıştırdığını ve azmış bir hevesten yapılma nefesini gırtlağına sunduğunu idrak ettiğinde eyleme geçmediklerinin faili olduklarından çok daha acı bir pişmanlıkla göğsünü dağladığını ve parçaladığını görmeyeceksin belki, fakat hissedeceksin. drogo'nun tüm bunları yaşadığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

Geçmişi, şimdiyi ve geleceği size sorgulatacak bir başyapıt.

Ahhh Drogo… hepimizin yaşadığı yalnızlığı, sürekli bir şeyleri bekleyerek avuçlarımızın arasından akıp giden ömrümüzü bu kadar mı güzel anlatır bir kitap. Etkisinden çıkamadım 40 yaşına ne zaman geldim, neler yaptım-yapamadım! Kendimi sorgularken yakaladım hep

Drogonun yerine kendimi koydum okurken.Cok guzeldi

Neden daha önce okumadım diye hayıflanır ya insan,işte Tatar çölü böyle bir kitap.bittiği vakit içinizde tarif edilmesi çok zor olan bir boşluk bırakıyor..ümidinizi yitirmek istemiyor beklenilen şey bir an evvel gelsin istiyorsunuz..sonunda geliyor ama..devamı kitapta:)

Doğru zamanda okunduğunda keyif alınır diye düşünüyorum. Yalnızlık üzerine yazılmış güzel bir roman