Hüyükteki Nar Ağacı Hakkındaki Yorumlar

Yaşar Kemal'in okuduğum ilk kitabıydı. Oldukça akıcıydı ve sayfasının da az olması nedeni ile bir çırpıda bitirdim. Betimlemeler ile kendimi o Çukurova'nın kavurucu sıcağında hissettim desem duygularımı tarif etmiş olurum. Çukurova tarlalarına traktör gelmesi ile gelişen olaylar aynı köyden Çukurova'ya çalışmak için gelen komşular üzerinden anlatılıyor. Okuması keyifliydi

Samimi,heyecanlı bir çırpıda okunan şahane bir eser

Köy romanlarını pek sevmememe rağmen bu hikaye diğerlerinden öne çıkıyor.

Bir Yaşar Kemal klasiği daha... Tavsiye edilir :)

çukurovadan gelen sımsıcak bir öykü fiyatı da çok iyi tavsiye ederim

Yaşar Kemal klasiği. Çukurovayı güzel tasvir etmiş.

Yine harika bir kitap, yine Yaşar Kemal. Tavsiye ederim.

Yaşar Kemal'in bir çırpıda biten kitaplarından. Yaşar Kemal'i her okuyuşumda biraz daha hayran kalıyorum.

Kitabı okurken Çukurovada, yine bir yaz ayıydı. Sıcağını bereketli toprakların, derilerimin altına kadar hissettim.

Bana bir uçak yolculuğunda eşlik eden kitap. Zevkle okudum. Yaşar Kemal'in kalemi ayrı.

Yoksulluğun ve inanmışlığın gölgesinde Çukurova'da hayat mücadelesi veren bir grup arkadaşın usta yazar tarafından kaleme alınmış hikayesi.

Yasar Kemal yine konuşturmuş kalemini açlık sefalet yoksulluk Çukurova'ya bir umutla irgatliga giden insanların yaşama tutunma hikayesi çok güzel bir kitap

okurken çukurovanın havasını içinize çekiyorsunuz

çukurovanın sıcagını havasını daha iyi anlatan bir kitap görmedim

Çukurova kokan yazarın dilinden bir ideale, belki de olmayan nar ağacına inanışın öyküsü bu. Kitap hoşça yazılmış güzel mesajlar da veriyor işte onlardan bir tanesi:
" İte dalanmadansa, çalıyı dolaşmak yeğdir. "

hüyükteki nar ağacı teknolojinin tarlaya girmesi ile insanların nasıl işsizliğe ve yaşam kaygısına düştüğünün çok güzel bir örneği. Nar ağacına kavuşmak bir umut. bir serzeniş ve bir bekleyişin hikayesi

Kitabın arka tanıtım yazısında belirtildiği gibi sadece doğa ve insan ilişkisinden çok doğa-insan-teknoloji, bu çerçevedeki dönüşüm ve insan ilişkilerindeki yozlaşma anlatılıyor. Romanın arka planında yörenin ve dönemin yaşam şartlarını da okuyoruz bir yandan. Teknolojinin getirdiği kolaylıklarla birlikte toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine de şahitlik ediyoruz. Kısa ve can acıtan bir roman olarak okumalısınız.

traktörün tarıma girmesiyle rençber'in iş sıkıntısına düşmesi çukurova topraklarında bir umutla iş arayışı

Yaşar Kemalin önemli eserlerinden biri, Mitolojik öğelerden tutun da doğanın insan yaşamına etkileri büyüleyici bir dille anlatılıyor. Çukurova'ya traktörlerin girmesiyle değişen hayatlar ve insan tutumları, insanın çaresizliklerinin çözümünü doğada aramaları etkileyici bir biçimde karşımıza çıkıyor.

Roman tadında uzun bir öykü.Herkes okumalı

Okurken içinize dokunan gözünüzün önünde yaşanan hayatlar gibi gelen cahillik ve sefaletin insanlara neler yaptırdığının hikayesi. Okuyun.

Sıtmalı Yusuf'un, asabi Hösük'ün, Aşık Ali'nin, çoban Memet'in ve umudu hiç tükenmeyen Memet'in iş buluruz umuduyla Çukurova'ya yola çıkmasını ve her tarafı işgal eden makinelerden dolayı bir türlü umduklarını bulamamalarını anlatan; anlamını bilmediğim birçok kelimenin kullanıldığı kısacık bir roman.

umudu anlatan güzel bir kitap

Kısacık ama bir o kadar sıcacık bir Yaşar Kemal eseri daha. Çukurova bölgesinde makineleşme ile başlayan işsizlik ve köylülerin iş bulma umuduyla gezindiği yöreyi ve insanını anlatıyor Üstad. Okumalı tabiki.

doğa insan ilişkisini anlatan kitap

yaşar kemal’in bence bütün külliyatı okunmalı. her kitabı ayrı güzellikte.

Arkadaşımın tavsiyesiyle aldım ve keyifle okudum. Yaşar Kemal'in dili ve tarzını sevenler bunu da severek okuyacaktır.

Makineleşmenin insan hayatındaki olumsuz etkilerini çok güzel anlatmış.

Tarımda makineleşmenin köylü üzerine etkisi daha etkili anlatılamazdı. Çok güzel bir anlatım.

Yaşar kemal klasiği

ilk defa yerli yazar okuyacağım ve o Yaşar Kemal olmalı. Büyük ustadan harika bir eser.

Büyük usta, çaresiz insanların yaşamını çektikleri sıkıntıları gerçekçi bir şekilde anlatıyor.

Yaşar Kemal'i okumak biraz zordur ama dilinden dolayı degil hissettirdiklerinden dolayı. Yoksulluğu, çaresizliği, Cukurovayi, köy insanının dertlerini öyle anlarsiniz öyle icinize isler ki oralarda yaşamış kadar olursunuz.

Makineleşmeyle beraber tarım işçilerinin çektikleri sıkıntıları yaşayarak görmüş, içine düştükleri bunalımlara bizzat şahit olarak bu güzel örgüyle bize aktarmış duayen yazar Yaşar KEMAL

Yine bir Anadolu dramı,yine gariban insanların çaresizlikleri,yine muhtesem bir Yasar Kemal romanı...

Çukurova'nın gerçeğini ne güzel anlatmış ve daha neler neler, yüreğine sağlık Üstad

Üstadın Anadolu'yu anlattığı, dönemin fakir köy halkını gözler önüne serdiği klasik roman. Sevdim.

Anadoluda yaşanan köy insanlarının yaşadığı hastalık yoksulluk ve umut etme hallerini özetleyen güzel bir hikaye...

Romanda bir Mehmet çocuk var o olmasa bu kadar güzel olmazdı. Yaşar Kemal karakteri yine harika işlemiş.

Yaşar Kemal bu romanı 1951 yılında yazdıktan sonra kaybetmiştir.Seneler sonra 1982 yılında annesinin sandığından çıkmıştır ve öyle basılmıştır.
Buram buram Çukurova kokar bu kitap.
Sıtması bol, toprağı yangın, suyu zehir Çukurova...

Yaşar Kemal'in akıcı anlatımı ve karakterlerin kurduğu güzel dialoglar sizi yer yer susatacağı gibi yer yer acıktıracak da ve o eşsiz karakterlerin çektiklerini siz de tadacaksınız. Bu eşssiz eseri kesinlikle okumalısınız.

Büyük ustanın kaleminden harika bir eser daha. Anadoluyu mükemmel bir şekilde anlatan su gibi akan bir kitap. Herkese tavsiye ederim

Anadolu'yu anlamak Yaşar Kemal'i okumaktan geçer. Bütün eserlerini okuyun. O, bu toprakların sesidir.

YİNE BİR ZOR ZAMANLARIN ANLATIMI...
İNSANLARIN MAKİNELEŞMEYE KARŞI DRAMI...

1950li yıllarda tarımın makineleşmesiyle ırgat ve yarıcı olarak hayatını devam ettiren halkın nasıl zorluklar yaşadıklarına tanık olacaksınız bu kısa kitapta.
Bana Gazap Üzümlerini hatırlattı bu roman farklı coğrafyalarda yaşanan aynı sıkıntılar. Tarihe ışık tutması ve insanların yıllar içinde Anadoluyu terk edip büyük şehirlere gitme sebeplerine bir örnek olması nedeniyle okumalısınız Hüyükteki Nar Ağacı'nı.

Yaşar Kemal'in Çukurova'yı anlattığı ilk eseri diye geçer kaynaklarda, hatta yazarın ilk romanı belki de. Öyleki 1950'lerde yazmış olduğu kitap 1980'lerde basılmış ilk olarak. Yaşar Kemal, basılmadan kaybolmuş bu kitabının yıllar sonra annesinin sandığında bulunduğunu söyler.

Kitap boyunca karakterlerin yolculuğuna eşlik edersiniz ister istemez, onlarla üzülür, onların çaresizliğini hisseder ve onlarla umutlanırsınız. Doğa, sizler için yeniden "doğa" olmanın anlamına kavuşur. Şüphesiz bu, Yaşar Kemal'in yöre halkının diliyle süslediği diyalogların ve olay akışındaki inanılmaz akıcılığın etkisidir. Yaşar Kemal ile tanışmış, tanışmamış herkese tavsiye edebileceğim bir kitap. Hatta tanışmamış olan varsa; yazarla, onun bu ilk romanı ile tanışma şansından mahrum etmesinler kendilerini derim.

İnsanların makineler ile savaşı, ağaların para için mevsim işçilerinin ise ekmekleri için verdiği çetin bir savaş... Işıklar içinde uyu Yaşar Baba!

güzel bir eser. eee yaşar kemal başka söze ne gerek var

İnsanların teknolojik hayata karşı tutunmasını konu eden güzel bir eser okunmalı.

Usta yazar Yaşar Kemal'in bir solukta okuduğum kitabı.