Okurken neden bir klasik olduğunu, daha olaylar gelişmeden anladığım bir kitaptı. Satırlar arasından, betimlemelerden, üsluptan ve felsefesinden ustalık akıyordu. Bir katile sempati duyacağınızı düşünür müydünüz? Ben okurken kendimi Raskolnikov'a çok yakın hissettim; yeri geldi Raskolnikov gibi hissettim, elinde baltayla kocakarının kapısı önünde dikilirken kendi kalp atışlarımı kulaklarımda duydum! İstemedim yakalanmasını, polisler ondan şüphelenirken hayıflandım, kaçsın istedim, kurtulsun! Etrafımızda olsa nazarımıza takılmayacak yalnız ve kibirli bir insanın iç dünyasına inmek açıkçası bana keyif verdi. Hikayede en çok Sonya'ya üzüldüm ve Raskonikov'un, Razumihin gibi bir dostu olduğu için çok şanslı olduğunu düşündüm. Raskolnikov'dan uzaklaşıp da kendilerini sevemediğim birtakım yardımcı karakterleri anlatırkense bence biraz yavaş akıyordu.