Çiğdemleri Solan Bozkır Hakkındaki Yorumlar

rcoban 03.03.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bir Türkçe öğretmeni olarak söylemeliyim ki ne zamandır böyle güzel bir kitap okumadım.Bu denli derinlemesine tespitler, bu denli akıcı bir dil... Öğrencilerime zevkle okuyorum. Öğrencilerime okuma zevki kazandırmada İmdat Beyin müthiş katkısı oldu. Tüm öğretmenlere tavsiye ediyorum. Bu kitabı ben yazsaydım sanırım böyle yazardım. :) Ne bir harf eksik ne de bir tane fazla...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (36)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Hıfsullah Altaçlı 02.11.2009
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
On beş hikâyenin yer aldığı bir ilk kitap. Yabancısı olmadığımız şehirlerin, bozkırın, yabancısı olmadığımız “Hamdi Kirve”nin, “Bahri Usta”nın, “Davulcu Âdem”in, bizim, bizim insanlarımızın yer aldığı on beş güzel hikâye. Bozkırın anlatıldığı sıcak hikâyeler. Bir çırpıda okunacak bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (43)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
mahir40 22.04.2012
Kendimi kitapkurdu olarak tanımlayamam belki ama eminim ki bundan sonra okuyacağım pek çok kitap ''Çiğdemleri Solan Bozkır'' kadar etkileyemeyecektir beni. Bir hikayede tebessüm ederken bir diğer hikayede gözleri doluyor insanın, hatta bir hikayede her ikisi de olabiliyor. Bu kitap gerçekten Anadolu kadar güzel, Anadolu insanı kadar sıcak ve etkileyici hikayelerden oluşuyor. Mutlaka ama mutlaka okuyun derim...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
GINDIL_HEXO 25.04.2011
Yansıtmacı – gerçekçi Türk öykücülüğü, Cumhuriyetin ilk yıllarıyla birlikte resmî devlet ideolojisinin tarafı ve sesi olarak geniş halk kitlelerinin öğretmenliğine soyunur. Özellikle taşrayı konu edinen öykülerdeki bu didaktik tavır, öğreticiliğin bir adım daha ötesine geçerek toplumu biçimlendirme, istendik davranış modelini okuyucuya/topluma sunma misyonunu da yüklenir. Yansıtmacı-gerçekçi Türk öyküsü, ellili yıllardan itibaren yazı hayatında kendini göstermeye başlayan, özellikle 27 Mayıs 1960 askerî müdahalesiyle de önü açılan köy enstitülü yazarlarla birlikte toplumcu - gerçekçi bir kimliği de bünyesine ekleyerek evrimine devam eder. Yansıtmacı – gerçekçilikten toplumcu – gerçekçiliğe (sosyalist realizme) geçişte içeriği öyküleştirme tekniği değişmemekle birlikte; metnin derin yapısında yer alan ‘ileti’nin okura sunuluşundaki tavır, politik bir duruşun açık bir ifadesine dönüşür. Dolayısıyla edebî metin, tahkiye yoluyla -Yaşar Kemal’in Sarı Sıcak’ında, Orhan Kemal’in Uyku’sunda, Sabahattin Ali’nin Kamyon’unda olduğu gibi- okuru ‘bilinçlendirme’, mensubu olduğu sınıfın farkına vardırma gibi işlevler üstlenir. Çiğdemleri Solan Bozkır, estetik altyapısı ‘yansıtma’ya dayanan bu gerçekçi damarda ayrıksı, apolitik bir öykü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Kimi zaman sizi hüzünlendirecek, kimi zaman gülümsetecek, buram buram Anadolu kokan, bizim insanımız kokan hikayeler.Malatyasından Iğdırına, Kırşehirinden Erzurumuna ta konuşma ağızlarına varana kadar İsmail'i, Rahman Dayısı, Hamdi Kirvesi Türbenin Delisiyle, Şahiniyle, Kerem'i Tevekkelü Emmisiyle bir yudumda bizim insanımız... Yüreğine sağlık Hocam...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (12)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla