Sosyalist, komünist bir şehir. Ne demek ''senin malın herkesin malıdır''? Kitabın yazarı kendisi bile açıklayamıyor hayal ettiği sistemin nasıl işleyeceğini. Aşçı yemek yapacak; mutlu olacak, iyi yemek yapacak, kendisine teşekkür edilecek, para ödenmeyecek.... Yazar önce dünyada yaşadığının farkına varsın. İslam çalışana emeğini savunur, çalışmayana değer vermez. Eşitlik ancak eşit koşullarda olur. Esas olan adalettir. Sayın Özdemir sosyalist mantık insanları hangi itici güçle çalıştıracak acaba? Küba, Kuzey Kore, 40 sene evvelki Rusya... Hangisinde insanlar mutlu veya mutluydu? İslam çok zengin olmak yasaklanmamıştır. Zenginlerin bu zenginlikten emredilen kısmı kadarını paylaşmamaları yasaklanmıştır. Türkiye'de herkes vergisini, zekatını istenilen kadar -fazlası değil- vermiş olsa Hz. Allah'ın nimetleri adaletli olarak -eşit değil- paylaşılmış olur. Otoritesiz, yöneticisiz, eşit bir dünya da ne demek? Sayın Özdemir, bir baba veya anne kendi öz evladına bile -elinde olmayarak- eşit muamele edemezken siz insanların hiçbir bağı olmayan diğer insanlara karşı nasıl eşit olmasını beklersiniz? Ancak adaletli olunabilir. Bu kaide de İslam kaynaklıdır. Sosyalizmin kaynağı bellidir. Sosyalizmi İslam'a yamamak, İslam'dan çıkmış gibi gösterme gayretinden vazgeçin. Diyelim ki dünyada yaşayan herkese 1 araba, 1ev verildi. Herkese aynı markadan, aynı kaliteden vermeniz mümkün mü? Diyelim mümkün oldu. Sizin anlayışınıza göre ''benim malım, herkesin malı'' dünyada herkes birbirinin malını hangi izinle, üslupla, kaideyle kullanacak? Sizin cemiyette gördüğünüz maddi ve manevi yaraların hepsi dediğiniz gibi hırs, israf, kanaat azlığı gibi sebeplerden kaynaklanıyor ama bu menfilikleri kamufle edilmiş bir komünizmle çözemez, aksine ziyadeleştirirsiniz. Şu eşitlikle özgürlük kavramlarını ısıtıp ısıtıp önümüze getiren Yahudilere bir bakın! Bizlere özgür olun derken, kendilerini ideallerine öyle bir bağlamışlardır ki şimdi biz onların kölesiyiz, onlar özgür efendilerimiz oldular. Müslüman özgürlüğün peşinde olmaz, bağlanmanın peşinde olur; eşitlik davası gütmez, adaletin davacısı olur. Son olarak size bir soru daha sorayım Sayın Özdemir; 208 sayfalık kitabınız 15 liradan satılıyor. Oysa ben geçen hafta 400 sayfalık bir kitabı 10 liraya satın aldım. Madem eşitlik istiyorsunuz; davası için kitap yazan biri olarak, bu eşitliği öncelikle kendi sınırlarınız içinde hayata geçirmeniz gerekmez mi? Vereceğiniz cevaplar muhtemelen şunlar olmuştur; ''Benim kitabım daha değerli, benim emeğim daha fazla, kitapların değeri böyle ölçülmez vs.....'' Ben de diyorum ki; değer kaliteyle ölçülür. Kalite farkını da rekabet oluşturur. Burada çözüm, eşitlik gibi safsatalarla rekabeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek değil - zaten mümkün değil'' rekabetin namusunu insanlara öğretmektir. Kazanılan paranın ne kadarının, kazanana ait olduğunun bilinmesidir. Ayrıca, savunduğunuz fikirlere sahip insanlar ''sosyal İslam, siyasal İslam, abdestli kapitalizm vs.'' kavramları dillerinden düşürmemektedir. İslam hiç bir tarafına kulp takılamayacak kadar pürüzsüz bir kaledir. İslam'ın o'cusu, şu'cusu, bu'cuşu olmaz. İslam'da ''İSLAM HUKUKU'' vardır. Dünyada hiç bir düzen (sosyalizm, kapitalizm, komünizm....) İslam'la boy ölçüşemez. Bu batıl düzenlere ait doğru fikirler ki var; o fikirler, hükümler İslam'a aittir. İslam'da mevcuttur.