Gazetecilik hayatına 1994 yılında 32. Gün programıyla başlayan Meltem İnan, daha sonra 5 yıl kadar Haberci Belgesi'nde maceralara atılmış. Bu sayede dünyanın dört bir yanında belgesel bölümler hazırlamış. Daha sonra bir süre NTV'de Rota isimli gezi programını hazırlayan yazar, şu an Tv8'de Dış Kaynaklar Müdürü olarak çalışmakta.
2002 yılında Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti'nin "2002 En İyi Belgesel Ödülü'nü almış, Richard Gere ve Dalai Lama ile yaptığı röportajlar da dış basında yankı uyandırmış.
Uzun bir süredir piyasadaki hemen hemen tüm gezi kitaplarını taradığımı ve bir çoğunu okuduğumu söyleyebilirim. Meltem İnan'ın bu kitabı ise tarz ve anlatım olarak gerçekten farklı ve okunası. Bunun için bu kitapla ilgili düşünce ve yorumlarımı iki yazı çerçevesinde anlatmaya çalışacağım.
İlk yazımda genel bir değerlendirme yaparak; gidilen ülkelere/konulara, anlatım tarzına ve kitabın genel görünüşüne değineceğim.
Kitapta 19 ülkede yaşanılan anılar var. İşte bazı ülkeler: Bolivya, Meksika, Küba, Peru, G.Afrika, Fas, Swaziland, Sudan, Endonezya, Hindistan, Malezya, Tayland, İsrail, Rusya.
Yazar, bir gezi rehberinden ziyade bir anı anlatıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Gidilen yerlerdeki sokaklar, cadde ve cafe isimleri vs., hedef mekanlara gidiş yolları gibi bilgiler değil; oralarda yaşanılan ilginç anılar hikaye ediliyor. Gerçekten de kitabı bitirdikten sonra belki de hiç unutamayacağınız en az 3-4 macera aklınızda kalacaktır. Çoğu gezi maceracısının bile aklına gelmeyecek anılar var kitabın içersinde. Örneğin Swaziland'da her sene 30.000 bayanın katıldığı Bakireler Festivali tam bir hayal-ötesi vaka. Veya Yuri Gagarin Merkezi'nde yerçekimsiz ortamda yaşanan fantastik deneyim.
Metinler kısa, özlü ve hedefe yönelik. Çok fazla ayrıntıya girilmeden, en fazla 8-10 sayfada o ülkede yaşanılan anı anlatılıyor ve bitiriliyor. Çoşkun Aral'ın fotoğraflarıyla da desteklenen yazılar özenle hazırlanmış.
Ancak bir eleştirim var: Kitap, kalın birinci hamur kağıda ve büyük boy.Yazılar güzel bir şekilde "blog" tarzında dizilmiş, ancak sayfanın sağ tarafındaki önemli bir bölümü boş kalmış. Bu yüzden sayfa görüntüsü olarak biraz eksik kalmış gibi. Tabii bu benim kişisel algım
Bundan sonraki yazımda, kitabı okurkenki aldığım notları sizlerle paylaşacağım.