Toplam yorum: 3.078.042
Bu ayki yorum: 4.920

E-Dergi

gumanitli Tarafından Yapılan Yorumlar

18.06.2011

Açıkçası kitap, ismine neden olan olayı kitaba ismini verecek yoğunlukta anlatmamış diyebilirim. Kitap başlangıçta, bana göre, insanı biraz sıksa da sonlara doğru sürükleyici bir kitap haline dönüşmüştür diye özetleyebilirim. Ayrıca kitabı pazarlıktan ziyade daha çok Theodore Herzl ve Abdülhamit etrafında geçen olayları ve yahudilerin avrupadan Osmanlı devletine kaçmaları süreçlerini anlatan ve yine bana göre uzun anlatılması gereken yerleri kısa geçen, kısaca geçilmesi gereken yerleri uzatan bir kitap diye özetleyebiliriz. Fakat olaylar anlatılırken kronolojik sıralamaya uyulmak istensede bazı geri dönüşler ve bazı bölümlerin tekrar edilmesi beni ‘’acaba bu sayfayı okumuş muydum’’ diye şüpheye düşürmesi gibi nedenlerden dolayı yine kendi adıma konuşmam gerekirse kafam karışmadı değil. Bu nedenle bir okuyucu olarak benim notum biraz kırık….
18.06.2011

Kitap Mehmet’in doğumundan Sultan Mehmet olmasına kadar olan kısımı kısa olarak geçtikten sonra(keşke biraz daha uzun tutulabilse idi) Sultan Mehmet’in Fatih olmasına neden olay olan İstanbul’un Fethini her yönüyle açığa çıkardığını düşünüyorum. Yazar fethi herkesin gözünden anlatmıştır. Bu yönüyle objektif olduğunu düşünüyorum. Yeniçerilerin, vezirlerin, azapların, yabancı devletlerin vs….Acı bir örnek te vermek gerekirse olarak bize İstanbul’un fethini anlatan bazı çizgi filmler çekilmişti. Bu filmlerde Bizans İmparatoru koca göbekli, tahtına bile sığamayan zevk ve sefa içerisinde yaşayan biri olarak gösterilmişti hatırlarsak. Açıkçası biz böyle düşünerek büyüdük. Bu kitap aynı zamanda kendimizi sorgulamamız gerektiğini de bize hatırlatıyor. Ne kadar daha kendimizi kandıracağız. Ne kadar daha düşmanlarımızı yukarıda ifade edilen tasvir ile tanımaya devam edeceğiz. Bence böylesi kitaplar okuyarak bu düşüncelerimizden sıyrılabiliriz. Ayrıca unutmamak gerekir ki kitapta tasvir edilen bir imparator ve ordusunu yenmek, yukarda tasvir edilen şekilde bir imparatoru ve ordusunu yenmekten daha şereflidir. Neden böylesi olaylara girişmişiz zamanında bilmiyorum ve anlayamıyorum. Demek ki şimdiye kadar bize öğretilen tarih sadece hikayeci tarihten ibaret, artık öğretici tarih okumanın, okutmanın ve okutturmanın zamanıdır ey okuyucular.
Saygılarımla…
30.05.2011

Yazı biraz uzunca oldu belki ama sonuna kadar okumanızda fayda vardır diye düşünüyorum. Neden okumak zorundayım derseniz en azından emeğe saygı diye cevaplayabilirim…
Öncelikle sormak istediğim birkaç soru var;
Bu kitapta geçen olaylar gerçek midir, tamamen bir hayal ürünü müdür, hayal ürünü ise neden gerçek kişiler olayların içerisinde tamamen yazarın inisiyatifiyle çeşitli kişilerle temas ettirilmiş, çeşitli olaylar içerisinde gösterilmiş, çeşitli olayların esasında öyle olmadığı anlatılmıştır ve bunda amaç nedir. Amaç sadece bir kitap yazmak mı, yoksa bazı kimseleri bilinen çoğu olayın bir şekilde olmadığını anlatarak o bazılarının gazını almak mı?
Girişteki sorulan sorulardan hareketle; Bu kitabın, içinde geçen bazı kişilerin ve olayların herkes tarafından bilinen gerçekler olmasından dolayı, tamamen hayal ürünü olmadığı aşikardır. Fakat diğer taraftan geçen diğer olaylar ve betimlemeler ne kadar doğrudur veya bilinen gerçeklerin arasına serpiştirilerek okuyucuyu bunların gerçekliğine ne kadar inandırabilmiştir. Eğer inandırmışsa ki ne kadar inandırmışsa o kadar gafletteyiz demektir. Nedenini soracak olursanız bu kitapta anlatılan olayların gerçekliğine inanmamız demek; bu olayların, kitabı okurken herkesin gururlanmasına vesile olan teşkilat adlı yapının kontrolünde olduğuna inanmamız demektir. Teşkilatın varlığına inanmamız demek herkesi
‘’oh ne ala bizim teşkilat gibi bir yapımız var. Aslında her şey göründüğü gibi değilmiş. Ne olursa olsun devleti ebed-müddet fikriyle kurulmuş olan teşkilatımız her şartta bizi korur’’ diye düşüncelerde bulunabilir ve vatan millet uğruna mücadele hırsı bu gururla beraber ondan alınmış olabilir ne de olsa teşkilat var ya ona iş düşmez. Ayrıca neyin ne olduğuna inanacağını da şaşırarak zihni allak bullak olur. Sivrilenlere muhalefeti bırakır, onları teşkilatın bir elemanı olarak yükseldiğini düşünür ve sesini çıkarmaz. Bu da bizi gaflete sürükler. Çünkü böylesi şeyleri okuyup gerçek olduğuna inanarak gazı alınmış bir insanı kafanızda az çok sizde tasvir edebiliyorsunuzdur.
Sonuç olarak böyle bir teşkilat var mıdır varsa ne diye bu teşkilatın en çok koruması gereken Osmanlı imparatorluğu neden yıkılmasını neden engelleyememiştir. Enver gibi birini neden bu ülkede Osmanlıyı birinci dünya savaşına sokacak kadar yüksek mevkilere getirmiştir. O kadar askerlerimiz neden bazı cephelerde telef edilmiştir. Günümüzden örnek vermek gerekirse bu teşkilat yapısının gerek jeopolitik konumu gerek yerlatı kaynakları gerek de millet yapısından dolayı koruması gereken en önemli devlet Türkiye cumhuriyeti neden son 25 yılda güneydoğuda 30.000 şehit vermiştir. Yoksa bu da mı teşkilatın bir kurgusudur. Bu kurgu sonucu elde edilecek getiri nedir. Bizim 30.000 şehidimizin kanından değerli ne vardır. Ayrıca var olduğuna inanırsak ki gizli bir teşkilat diye adlandırılan bu yapı neden deşifre ediliyor.
Bu ve bunun gibi kitapları okurken herkes gibi ben de kendimi en azından bir türk olarak kitabın içine soktuğumda gururlanıyorum. Fakat unutmamak gerekir ki ‘’gaflet gururun ayrılmaz arkadaşıdır’’ ve gaflette olan bir insan gafil avlanmaktan kurtulamaz. Bütün bunlardan sonuçla önerim şudur ki bu ve bunun gibi kitapları okurken hatta bazı dizileri izlerken o kurgudan almamız gereken kadarını alıp gerisini sadece kitabın tuzu biberi olarak algılamamız gerekmektedir.
Saygılarımla…
27.05.2011

Kıssadan hissler olarak nitelendirebileceğimiz bir kitap olarak adlandırabiliriz....İhanet karşısında ihanetin ortaya nasıl çıkarılacağını, ihanet edenlere nasıl davranılması gerektiğini, yetki sahiplerinin(padişah,vezir,kadı vs..) kendilerini halktan soyutlamasının ne gibi zaaflar doğuracağını, adaletin nasıl tesis edilmesi gerektiğini vb. ana düşünceler kapsamında hadislerle de desteklenerek anlatılan hikayelerden oluşan bir kitap.
Kitap; bir devletin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair Büyük Selçuklu Devletinin en ihtişamlı döneminin sultanı Melikşah'ın emri üzerine babası Alparslan'ın vezirliğe getirdiği Nizamül Mülk tarafından yazılmıştır.
Kamil arkadaşımızın söylediğine gelince bu kitabın bu kadar kısa olması elbette düşünülemez. Fakat tam metinin de genel okuyucuya hitap etmesi mümkün değildir. Tam metinini sizin gibi merak edenler mutlaka okuyacaklardır.Fakat şunu da gözardı etmemek gerekir bu kitap tam metin olarak satılsa gerek kitabın kalınlığı gerek ekonomik nedenlerden dolayı bu kitabı okumuş bulunan 100 kişiden en fazla 5-10 kişi bu kitabı alır okurdu. Ama bu durumda herkesin okuması ve Nizamül Mülkün kim olduğunu ve döneminde yaşanmış bazı olayların ne şekilde cereyan ettiğini öğrenmiş olduk. Fakat bu kitabın tam metin olmadığını ve içerisindeki bazı başlıkların yanlış olduğuna dair iddian konusunda haklı olabilirsin.Bunlarda sizin gibi okuyucuların eleştirilerileri sonucunda yeni baskılarda düzeltilecektir.

Dipnot: Yayınevi ile herhangi bir bağlantım yoktur.Kendi halinde mesleğim olan mimarlığı icra etmekle meşgul bir kişiyim.
Saygılarımla.....
17.05.2011

Açıkcası kitabı başka türlü beklentilerle(türkün bin yıllık anayasasının neler olduğunu öğrenmek vb gibi) almıştım. Fakat okumaya başladıkça bir kurgulama ile beraber merak ettiğim ve beklenti içerisinde olduğum bölümlere doğru geçiş yapacağını düşündüm fakat okudukça sayfalar tükeniyordu. Nitekim kitabın üçte ikisi bitince beklentimden vazgeçtim :D....Yazarın hayalgücünün çok geniş olduğunu söyleyebilirim. Fakat hayalgücünün geniş olması bir insanı hayalperest yapmaz. Çünkü herşey bir hayal ile başlar bunu unutmamak gerekir. Ayrıca önceden okuduğum kitaplarla karşılaştırmam gerekirse Metal Fırtına Serisi ile benzerlik içersede bu kitapdaki kurgulamaların daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Kitabı alan okuyucuların, kitabı benim beklentim olan şekilde okumazlarsa çok daha zevk alacaklarını söyleyebilirim.
Kitabı özetlemek gerekirse dünyanın bir anda nasıl tersine döneceğinin kurgulandığı, bunları yaparken sadece akılcılığın ön plana alındığını göreceksiniz.