E-Dergi

Bu kitaba nasıl yorum yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Kitabı çok merak ediyordum çünkü gördüğüm an içimde güzel olacağına dair bir his belirmişti. Bu his beni çoğu zaman hayal kırıklığına uğratıyor ama bazen de böyle mükemmel kitaplar okumama sebep oluyor, o yüzden hep onu dinlerim.

Çocuk karakterli, kendini ve dünyayı tanımaya dair mükemmel bir öykü. Size nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum. Okurken kendimi harika bir bahçede, ilkbahara hazırlanan bir çocuk gibi hissettim. Beni inanılmaz mutlu etti. Herkese tavsiyemdir.

İlk bölümü güzel bir giriş olarak görsem de son iki bölümü sıkılarak, zorla okudum. Yazarın yansıttığı dehşetin etkileyici olduğunu düşünüyorum ama çok uzatmış. Bana kalırsa çevirmenin notu, bu kitabı, kitabın kendisinden daha güzel yansıtmış.

Ben Kirke'yi okumuş olsam da bu kitap bana hitap etmediği için beğenmedim ve yarım bıraktım.

Eğer bu kitap okuduğum en harika, etkileyici, sarsıcı kitaplardan birisi olsaydı belki derdim ki yarım kalmış ama okuyun, öyle güzel. Fakat benim için öyle değil. Güzel, hoş, düşündürücüydü ama bende derin izler bırakan bir kitap değildi. Hatta benim hoşuma giden daha çok yazarın üslubuydu, bana George Orwell ve Jules Verne okurken hissettiğim keyfi verdi. Bu yüzden, yarım kalmış bir Ölü Canlar'ın bana tek katkısı Gogol ile tanışmamdı diyor ve tavsiye etmiyorum.

Kitaba başladığımda çok büyük bir beklentim yoktu. Daha çok güzel, basit bir "young adult" okumayı umuyordum. Çok harika olmasına bile gerek yoktu. Basit, klişe ama hoş bir kitap olması benim için yeterliydi. Tam da 6-8 puan arasında gidip gelen bir şekilde başlayıp yer yer post-it koyacak kadar hoşuma gidiyorken yazarın yaptığı bir şey beni kitaptan tamamen soğuttu.Kitabı ne yazık ki sevmedim, tavsiye etmiyorum. Özellikle de hitap ettiği yaş kitlesine...