E-Dergi

Aşkın binlerce tanımı yapıldı, siz bir de İskender Pala'dan okuyun derim. Divan şairlerinin bildik bilmedik beyitlerini, detaylıca açıklayan, bunu yaparken sıkmayan, su gibi akan bir kitap. Dili hafif diyemem ama divan edebiyatının hafif olması beklenemez zaten. Kitap; Aşk-ı İnsani, Aşk-ı Hayali ve Aşk-ı İlahi bölümlerinden oluşuyor. Son kısımdaki Ebubekir Kani Efendi'nin hikayesi ayrı güzeldi. 'Kırk yıllık Kani, olur mu Yani?' ile bağlanan hikaye. Tadı damağınızda kalacak bir uzun aşk tanımı.

Uzun İhsan Efendi rüyasında gezerek atlas oluşturan bir garip karakter. Puslu Kıtalar Atlası'nın en enteresan olayı sadece bu değil tabii. Mizah anlayışını seviyorum ben bu yazarın. Benzetmelerini de, kurgusunu da, anlatımını da. Dilencilerle alakalı kısmında ayrı bir farklılık vardı mesela diğer kitaplarda olmayan. Bir oturuşta olmasa da çok parça parça olmadan bitirilmesi gereken bir kitap, olayların hızını takip edebilmeniz açısından.

Yeraltı adamı.. Kendi deyimiyle karakterden ziyade bir anti-karakter.. İç çekişmeleri, kendiyle kavgaları.. İlk kısmında düşüncelerinden bahsedip, ikinci kısımda bir hikaye şekline döndü fakat olaylara takılmıyorsunuz, çünkü karakterin ruh halini adeta yaşıyorsunuz. Cümlelerin, tepkilerin bir çoğunu, ben de bir zaman böyle hissetmiş ve düşünmüştüm diyerek sayfaları hevesle çeviriyorsunuz. Yeraltı dünyasında bazı günler kısa süreliğine de olsa bulunduğunuzu hissediyorsunuz.. Bir ustadan, mutlaka okunması gereken bir eser..

Hallac-ı Mansur, Şems, Mevlana.. Hamuş, yani suskun anlamına gelen bu sözcüğün sessiz harflerinden bu üç büyük kişinin baş harfleri çıkması ne güzel, ne anlamlı.. Dolu dolu Hallac'ın hikayesini bekledim aslında, yaklaşık 300 sayfanın yarısında yine bilindik (seri olması sebebiyle ilk 3 kitap zaten onlarla doluydu) Mevlana ve Şems hikayesi var. Elbette keyif alıyorum fakat aynı yazardan sürekli aynı konuları okumak sıkar konu ne olursa olsun. Hallac'ı anlattığı, 'En'el Hak' sözünün gerçek manasını anlattığı, dervişin ölüme gidişini anlattığı son kısım bence çok güzeldi. Diğer kısımları biraz şişirme olmuş, biraz daha kısa tutup sade bırakabilirdi yazar.

Ben bu kitabı sevdim, Cemal Süreya'nın cümlelerini sevdim, özellikle Aşk ve Üvercinka şiirlerini daha bir sevdim. Okuduğum ilk şiir kitabıydı, dinlemeyi severim fakat daha önce okumamıştım. Zor ve ince bir iş olduğunu düşünüyorum. Bir solukta bitmemesi gerek. Bence doğru kitapla başlangıç yaptım. Şiire ve Cemal Süreya'ya ilk adım için doğru tercih.