Toplam yorum: 3.077.896
Bu ayki yorum: 4.774

E-Dergi

ebi116 Tarafından Yapılan Yorumlar

20.02.2015

Varoluşçuluğu sadece eğitim bilimleri kitabında bir sözcük olarak görmüş ve kafasında oldukça soyut haliyle var olan benim gibi bir sayısalcı iseniz, bu kitap zihninizde somut anlamlar oluşturmak için güzel bir eser. Nesnelere karşı, var oluşuna karşı sürekli bir sorgulama içinde Roquentin adlı baş karakter. Bunun yol açtığı 'bulantı' üzerine, sebeplerini araştırarak ilerledik. Anny ile karşılaştığı sahne akıcı, güzeldi fakat genel anlamda kitap çok ağır ilerledi, çünkü sadece sakin kafayla okuduğumda ilerleyebiliyordum. Yine de bu kitabı bitiren kimsenin yazarı tam anlamıyla anlayamayacağını iddia ediyorum. Karmaşık bir kafa yapısı var ana karakterin, biraz da hastalıklı. Çok fazla içine düşmediğim, kendimi kaptırmadığım (belki de bunu istemediğim) için, öyle ahım şahım bir etkilenme söz konusu değil, herkes kendince değerlendirmeli.
27.11.2014

Bir ütopya içinde yaşadığım bu kitabı okuma sürem boyunca, böyle bir devletin düşünülmüş olma ihtimali dahi beni mutlu etti. Eğri insanla doğrunun farkını, hangisinin nereye vardığını, insanların işleyişteki yerini, herkesin kendine uygun işlerde yer almasının önemini, başa geleceklerin koltuk aşkıyla değil aksine istemeyerek, sırf iyiliklerinden yapmaları gereğini ve daha birçok önemli devlet detayını okuyoruz bu kitapta. Ve bütün bu devlet detaylarını Sokrates'le samimi bir ortamda oturup konuştuğunuzu, konuyu size indirgediğini ve uzun uzun anlattığını hayal edin. Şimdi kitabı elinize alın, kitap bitene kadar da olsa öyle bir yerde yaşama hayaliyle mutlu olun :)
27.11.2014

Farklı bir deneyimdi bu kitap. Gözümün önünden gitmeyen kareler varsa başarılı addederim ben o eseri, sönük diyebilecek kimse de olmaz, sanmıyorum. Kalemdanın üzerindeki resim mesela, kambur ihtiyara siyah entarili kızın uzattığı o gündüzsefası. Uzun zaman hafızamda kalacağa benziyor. Keskin bir anlatımı var, sert detaylar, çekincesiz bir şekilde aktarılmış. Bıçak, kan, yara.. Bunlar olunca gerilim romanı mı okumuş oluyorsunuz hep? Hayır işte, ruh halinin içinde de bulunabilir bu sözcükler, kendi karmaşasını en iyi yansıtan benzetmeler bunlardır belki de. Yazarın yazarkenki halini mümkün olsaydı da seyredebilseydik keşke. Herkes 90 sayfaya bu kadar şey sığdıramaz, hiçbir şey yaşamamış biri de böyle bir kitabı oluşturamaz. İçinde mutlu, umutlu cümleler aramaya kalkmadan, sadece kitaptaki karamsar adama arkadaş olarak okuyun, kendinizi kaptırmadan elbet.
27.11.2014

Bir yazarı ilk kez okumak hep heyecanlandırır beni. Elime aldığım kitap hakkında ufak yorumlar Hariç çok fikrim yoktu. Ilk cümleyi okuduğumda eyvah dedim. Çünkü ilk cümle 'altı yaşındaydı ve altı yaşında ölecekti.' Fazla duygusallığa gelemem ben derken işin içine şiddet ve arkadaşların yorumlarda belirttiği 'yetişkin kitabı' olayları dahil oldu. Bu sefer de bu ağır geldi, yine sabırla devam ettim. 11 Yaşında evlendirilen ve Londra'daki o berbat hayatın içindeki Derda'dan mezarlıktaki çocuk Derda'ya geçiş sakin olmadı aksine o da şiddet doluydu. Aksiyon filmi izler gibi okudum. Oğuz Atay adı anılana dek. Sonrası kesinlikle harika. Kurgusuna, olayları Birleştirme Şekline bayıldım yazarın. Ve neden sadece bir tane Oğuz Atay kitabı okudum diye hayıflanmaya devam etmekteyim.
02.11.2014

Bir ütopya içinde yaşadığım bu kitabı okuma sürem boyunca, böyle bir devletin düşünülmüş olma ihtimali dahi beni mutlu etti. Eğri insanla doğrunun farkını, hangisinin nereye vardığını, insanların işleyişteki yerini, herkesin kendine uygun işlerde yer almasının önemini, başa geleceklerin koltuk aşkıyla değil aksine istemeyerek, sırf iyiliklerinden yapmaları gereğini ve daha birçok önemli devlet detayını okuyoruz bu kitapta. Ve bütün bu devlet detaylarını Sokrates'le samimi bir ortamda oturup konuştuğunuzu, konuyu size indirgediğini ve uzun uzun anlattığını hayal edin. Şimdi kitabı elinize alın, kitap bitene kadar da olsa öyle bir yerde yaşama hayaliyle mutlu olun :)