Toplam yorum: 3.082.020
Bu ayki yorum: 1.700

E-Dergi

Biblomanic Tarafından Yapılan Yorumlar

11.11.2022

Çok güzel bir kitap. Alman felsefe tarihçileri vasıtasıyla literatüre kazandırılan Presokratik-Sokrates öncesi felsefe tabirini açıklayan yazar, bu kullanıma eleştirel bir yorum getiriyor ve kimlerin filozof ve hangi alanların felsefenin konusu olduğunu çok güzel açıklıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
10.11.2022

İki diyalogdan oluşan, ekonomi ve tarım üzerine güzel bir eser. Ksenophon da Platon gibi hocaları Sokratesi konuşturmuş. İlk bölümde Kritoboulos hocasıyla konuşurken ve pasif bir durumdayken. İkinci bölümde Sokrates İskhomakhos ile ev düzeni içinde kadının önemini ve ev dışında erkeğin sorumluluklarını ve tarıma dair öğrenilmesi gerekenleri konuşuyor. Ancak Platon diyaloglarından en önemli farklı, Platon'da Sokrates genelde insanları önceden konuşturur ve fikirlerini duyar, sonra kendi fikrini onlara empoze ederek kabul ettirir. Ksenophon ise tam tersi bir şekilde, ikinci kitapta İskhomakhos'u tarımda ehil bir insan gibi göstererek onun Sokrates'e bir şeyler öğrettiğini gösterir. Kitap genel olarak çok güzel. Çevirisi çok güzel yapılmış. Sayın Çokona'nın emeğine sağlık. Okumanızı tavsiye ederim.
08.11.2022

Sokrates öncesindeki doğacı filozofları ve Sokrates, Platon ve Aristoteles'i kısaca anlatan ve ufuk açan harika bir kitap. Celal beyin notlandırması da güzel olmuş. Çevirisi de çok güzel ayrıca. Okumanızı tavsiye ederim.
27.10.2022

Tolstoy'un en iyi eserlerinden biri. Yazar bu eseri yazabilmek için 5 yılını vermiştir. Savaş anlatımı tarihçilerden daha iyidir, zira Tolstoy savaş alanlarını bizzat yerinde incelemiştir. Bunun haricinde yazar Rus elit sınıfını çok güzel tasvir ediyor. Dönemin Rusyasını anlamak için gerçekten okunması gereken bir eser. Bu yapıt bir romandan çok fazlası. Bir tarih, kültür, sosyoloji, psikoloji ve hatta felsefi bir eser bile denilebilir.
07.10.2022

Yorumlara bakınca insanların kitabı okumadığını ya da okuyup anlamadığını görüyorum. Yazar öncelikle Yunan ulusunun oluşumunu ve din ile çelişkisini güzel anlatmış. Kitap buraya kadar harika. Ancak Türkiye kısmına geldiğinde, Yunan damarı kabarmış ki, Türkiye coğrafyası ve etnisitesi hakkında olup olmadık yorumlarda bulunmuş. Ziya Gökalp'in etnisitesine takıntı yapmış, ki Gökalp'in kendisi kendinin Türk olduğunu ve kişinin kendini ne hissederse o olduğunu söylemiştir. Bunun haricinde Anadolu'daki Kürtler ve diğer etnik unsurların yok sayıldığını ve asimilasyona tabii tutulduğunu yazmış. Peki aynısını Yunanistan kendi topraklarındaki azınlıklara yaparken neden bunları yazmamış. Atatürk dönemi Türk modernleşmesini ve millet-din ilişkisini çok kötü analiz etmiş yazar. Art niyetle yazılmış bir eser olarak görüyorum ve savlarını çok mesnetsiz buluyorum... Yine de okumanızı tavsiye ederim.