E-Dergi

2 yıl oldu kitabı alalı ve bir türlü okumaya fırsat bulamamıştım. Bazen böyle olur:Büyük bir hevesle alırsınız ama bir türlü eliniz gitmez. Yazarı sizi korkutur. Sonra bir gün kitaplığı kurcalarken eliniz "o kitaba doğru uzanıverir. Başlarsınız okumaya ve gerisi bildik bir hikaye... Amat'ı da böyle aldım. Puslu Kıtalar Atlası'ndan sonra yazarından dinlediğim ikinci masal. Evet bir yanlışlık yok. İhsan Oktay Anar bize kelimenin gerçek anlamıyla masal anlatıyor. Bir gemi yolculuğu nasıl başlar nasıl gider , yolculuk aslında nereye yapılır" sorularının ve daha başka binbir güzelliğin olduğu bir kitap. Unutmadan Amat'ı okurken tercihan Sabahattin Eyüboğlu -Mina Urgan ikilisinin çevirdiği Moby Dick'i de temin edebilirseniz bu zevkten kendinizi mahrum etmeyin derim.

Yazarın kelime seçmedeki ustalığı parmak ısırtacak cinsten. Bir de sinematoğrafik anlatım da eklenince Dönüp dönüp okunacak hikayeler ortaya çıkmış.

Klasik hikayenin dışında ve de üstünde hikayeler. Ben yazarın hep anlatanına değil okuyucusuna da söz hakkı vereni severim diyorsanız bu kitaptaki hikayeler size göre.
Yazar anlatmıyor gösteriyor aradaki boşlukları doldurmak size kalmış. Bu arada şiirsel üslubu da cabası. bunlar bir nevi şiirsel hikaye.

Yazarın eğitimle ilgili yazılarının derlendiği bir kitap. İçindeki ezberle ilgili kısımlar ezber bozucu nitelikte. Hususiyle öğretmenlere hararetle tavsiye olunur.

"Lise yıllarında bir arkadaşın kütüphanesinde görüp biraz karıştırdığım ve çarpıldığım bir kitap. Üslubu, anlatıkları... Sonra üniveristeyi kazanınca aldığım ilk kitaplardan... Severek beğenerek tadına vara vara okudum. Okudukça yazarına hayranlık, gıpta hatta hased duydum. Ne de olsa "yeni bir yazar,yeni bir dünya demektir..."