E-Dergi

Kimlerdir bu Ölümsüzler ki tarihleri olsun?

Başlarda tuhaf gelen okudukça açılan ve esere bağlayan bir anlatımı olan bu eser Türk akıncılarının vaktiyle cirit attığı Transilvanya'nın güzide liman kentlernden olan Köstence şehrinde geçmektedir. Hâkezâ bu şehir o dönemde bu yana bir çok tarihi eserini korumuş bundan dolayı eseri okurken de mekan kavramına 1-2 görsel gezintiyle vâkıf olabiliyoruz.

Andrej ve küçük yoldaşı kendilerini kinle doldurup hedeflerinin doğrultusunda gitmeye and içmişlerdir. Şehir bir yandan Türk tehlikesini düşünürken bir yandan da Vatikan'ın Engizisyon İnfazcılarının bu küçük şehre gelmesi olayları iyice genişletir. Ardı kesilmeyen dövüşler, şövalyeler ve ölümsüzler.
Eser hem içten hemde başarılı kurgusuyla kendisini okuyucuya bağlıyor. Ne yazık ki Wolfgang Hohlbein'in Türkçeye çevrilmiş tek eseri olması okuyucuları birazcık üzebiliyor. Ümit ederiz ki bu zâtın eserleri Türkçeye kavuşturulsun ve bizlerde hafızamızda olsa dâhi Transilvanyada cirit atalım.

Unamuno ile tanışmama vesile olan bu nadide eser, sizleri okurken hem her yana çekebilecek nitelikte hemde yaşantınızdan bir parça bulundurabilecek çok yönlü bir kitap.Unamuno'nun değişken fikirleri Agusto'ya öyle bir tesir etmiş ki okurken hem okuyucuyu şarşırtıyor hemde dehşetli bir merak uyandırıyor.Sis eseri karmakarışık duygularla yoğrulmuş aydın birisinin kendisini bir kadına aşık oluşunun ve anne eksikliğini anlatan, monolog/diyalog sahnelerin mükemmeliğini tattıran harikulade bir kitap.Devrine göre kitaptaki anlatım Unamuno'nun yazım endişesi taşımadan içtenlikle yazdığının en büyük kanıtıdır.Kitabımızın en güzel özelliği bittiğinde mutlaka hayatınıza yansıyacak bu da kitabımızın bir kült olduğunun en güzel örneğidir.

Yak, yak, beynindeki kayışlar birbirlerinden kopup bağımsızlıklarını alasaya kadar yak gitsin. Beyin fırtınalarına, kitaplara bağlanmaya ve her şeyi arkada bırakmaya cesaret gösteren Montag.
Bir kitaptan fazlası, kitapların değerini arttıran onların ne kadar kutlu olduklarını anlatan şahane bir eser. Saçma insanlar, gelişen teknoloji, kitapları yakmakla görevli olan İtfaiyeciler, yanmayan evler ve bol bol kerosen. Çok güzel bir Bilim-Kurgu eseriydi, fikirler, baştan sona ezberlenen kitaplar, siyaset ve otorite, aldanış. Ve daha tatları barındıran bu kitap sizlere yakma zevkini dolu dolu yaşatacaktır.

Gülnihal kendisini hakikate adamış bir serdengeçtidir. Muhtar Bey gibi tahir insanlar kamu siyasetinde var oldukça böyle fedailerin asla eksilmeyeceği aşikardır. Namık Kemal bu tiyatrosunda hırsız, zâlim, şuursuz ve ülküsüz siyasetçilere ne yapılması gerektiğini bahsetmiş aynı zamanda bunlara karşı dik durmanın kolay olmayacağını bu yolun çetin olduğundan bahsetmiştir. Vatan Şairimiz böyle kısa bir tiyatro eserinde bile Türk/İslam gençliğine bol bol nasihat vermeyi eksik etmemiş, mezalimin cevabını vermiştir.

Doğup büyüdüğüm yerlerde geçen bu eser güzel Edremit'i eşsiz bir şekilde anlatmış. Olaylardan ziyade tüm kitabın tam evimin önünde geçmesi ise beni hem toprağımın eski hallerini öğretmeye itti hemde kitabı kolayca kavramam da bir o kadar yardımcı oldu. Yusuf yiğit, civanmert bir delikanlı Edremit ahâlisi ile arası o kadar iyi olmasa da bir o kadar da delikanlı. Selahaddin Beyin leş kokan entel çevresi ve Mel'un eşi bunların yanında Yusuf'un tavrının ve çizgilerinin net olması. Sürükleyici bir çok konudan bahsedebileceğimiz Türk Edebiyatının güzel nadide örneklerinden bir eser.