E-Dergi

Kıyamet Adası
Nelson Demille denilince benim aklıma tabikide ilk olarak John Corey gelir.Corey'de mükemmel bir kahramandır ve insana şu duyguları yaşatır macera kural tanımayan kuralları kendisine göre koyan ve çok ironik esprileri ile okuyucuyu adeta büyüleyen çok sevimli son olarakta karşı cinse çok ilgili bir kişiliktir.Corey'in komikliğine gelince ciddi hemen hemen hiç beceremez desek yanlış olmaz hani hatta fırtınada teknesi alabora olmak üzereyken bile duruma hiç aldırmadan esprisini yapabiliyor ve gerçektende okuyucuyu bana göre bayağı bir güldürüyor.John Corey Nelson Demille'nin bir diğer karakteri olan Yukarı Ülke ve Generalin Kızı romanlarındaki Paul Brenner'e göre daha sevimli(sevimli diyorum gerçektende ısınamıyorum ben o karaktere ama onu ilerletip bana göre Demille Corey'i kurgulamış)daha deli dolu,ve tabiklide daha komiktir.Demille'nin kitapların her zaman bu mükemmel esprileri ile kitabı bize daha eğlenceli okutuyor.Kıyamet Adası'nın konusuna gelince konu çok güzel kurgulanmış sayfaları okurken çok büyük haz alıyorsunuz ve yazar sizi konu olarak ters köşeye yatırıyor buda bize ayrı bir zevk veriyor.Finale gelincede diğer birkaç kitabı gibi yazar bizi finalde şaşırtıp kızdırtmıyor diğer kitaplarının aksine(Cussler romanları gibi)80-90 sayfalık mükemmel bir final yaşıyoruz harika kitap diyebiliyorum.Tüm kitapyurdu kitap kurtlarına selamlar...

Kan Uykusu
Bu kitabı annem tarafından doğum günü hediyem olarak elde ettim annemde benim Türk Silahlı Kuvvetleri aşığı olduğumu bildiği için ve Kan Uykusu belgeselini televizyonda seyrettiğimde de Osman Paşa'ya olan hayranlığımı anlayıp bu kitabı bana hediye etti için bende anneme kitapyurdu aracılığı ile tekrardan teşekkür ediyorum.Kitap herkesin yüreğini acıtan bir taraftanda gururlandıran yüce askeriyemizin 93-95 yılları arasındaki operasyonlarımızı anlatıyor okurda yer yer gururlanıp yer yer üzülürkende bilmediği başka gerçekleri öğreniyor.Ben bir buçuk yıl devre kaybı olarak önümüzdeki ay 87/4 tertibi ile asker olacağım ve bende o şanlı üniforma ile inşaallah üstüme düşen görevi yapacam hatta o yüce şehitlik mertebine ulaşabilsem ne mutlu bana gerçi ama arkamda kalanlara üzülürüm ve böyle bir zamanda tamda Kuzey Irak sorunu olduğu dönemde askerlik görevimi yapacağım için içimde ayrı bir istek var ama eğerki doğuda görevimi yapıpta olurda bir PKK kurşununa şehit gidersem içimde bir acı olur benim,o kalleşlere yenilmiş görürüm kendimi

Mahşer Nöbeti
Kitapla ilgili düşüncelerimi yazmadan önce kitapyurdu ile ilgili bi kaç olumlu düşüncelerimi belirtmek istiyorum.Mahşer Nöbeti değil piyasadaki o büyük yayınevlerinde sahaflarda bile ne 2. eli nede elde kalmış sıfırını bulmak çok zor ama Kitapyurdu'nda ise hem sıfırını hemde Kitapyurdu'nun o cömertce indiriminden yararlanıp kitabı bulabiliyoruz ki buda Kitapyurdu az satış yapıyor diye bu düşünceyi doğurmasın bence Kitapyurdunda mükemmel ürün fazlalılığı olduğundan.Kitabın konusuna gelince benim en çok beğendiğim yazarlardan bir Robert Ludlum diğeride Glenn Meade'tir.Meade'tinde Brandenburg gibi çok güzel bir nazi romanı vardır benimde kafamda bu iki kitabı kıyaslama düşünceleri oluyor.Mahşer Nöbeti Brandenburg'a göre daha hızlı ilerleyen kurgusu daha güzel olan bir kitap ama Mahşer Nöbeti'nde sayfalar ilerledikçe karşımıza çıkan FÜHRER bende hayal kırıklığı yaşattı özelliklede Brandenburg'daki o gerçekle kurgulanmış adeta insana soğuk duş etkisi gibi etki veriyor ama Ludlum ben Ludlum'um beni finalde bekleyin der gibi asıl süprizi yani FÜHRER siprizini bize kitabın sonunda veriyor çokda güzel olmuş gerçekten.Her sayfası final tadında her yeni bir sayfaya geldikçe yeni yeni hadiselerin karşımıza çıktığı ve bu olaylar nasıl çözümlenecek diye düşünmeden devamındada kitabı elimden bırakamadığım bir bestseldir.Tüm Ludlum kitapları gibi bunu alın okuyun derim

J.R.R. Tolkien
2003 yılının temmuz ayında bu kitabı elde etmştim ve aldığım günün yarınki akşamı yaklaşık 6 saatlik bir otobüs yolculuğuna çıkmiıştım ve yolculukta gece yolculuğu idi ve hiç uyumayayıp hayranı olduğum yazarın ton ton dedenin hayatını adeta belgesel roman tadında Coren'in ağzından okumuştum hatta bide Yüzüklerin Efendisi'nin kısa ve ayrıntılı özeti de olunca okura apayrı bi tat veriyor kitap ve ben kitabı okurken Tolkien'nin herşeyden önce içinde babalık duygusuna hayran olmuştum ve halada oluyorum Coren'e ve Altıkırkbeş'e biz Orta Dünyalılar'ın teşekkürü bir borçtur.
Tün Orta Dünyalılar'a selamlar.

Tolkien
Öncelikle Michael White ilgili bikaç bişey demek istiyorum White adeta bir biyografi uzmanıdır ve Newton'ın biyografisi ilede ismini bilmediğimde birçok ödül kazanmıştır ve White'ın geçen yılda Doğan Kitaplar tarafından Ekinoks adında güzel bir polisiye romanı yayımlanmıştır onuda okumanızı tavsiye ederim ilk romanı olmasına rağmen güzel bir kurgusu vardır hatta romanında Newton'ı da kullanmıştır.Bu biyografiyede gelince zaten direk Tolkien olunca düşünmeden alıp okumuştum kitabı ve White adeta roman tadında okutuyor kitabı bizlere ve ustanın tüm zorluklarını bana göre azda olsa sevinçlerini okurken hem duygulandım hemde daha başka bir sürü tatlar aldım özelliklede ustanın romanlarında örümceklerin ve ormanların neden ön planda olduğunu daha iyi anlıyoruz