E-Dergi

18. yüzyılın ilk çeyreğinde İran'dan yola çıkan zengin gezginlerin masalsı anlatımı. Eser mektup şeklinde yazılmış. İran'dan yola çıkıp Erzurum, İzmir üzerinden Avrupa'ya Paris'e giden gezginler saraylarına ve yolda tanışıp arkadaş edindikleri kişilere mektuplar yazıyor. Bu mektuplarda Doğu insanın gözünden Batı'yı gördüğümüz gibi Batı'nın onlar üzerinden Doğu algısını yakalamak mümkün. Aynı zamanda saray erkeklerinin ayrılmasıyla bozulan İran'daki harem düzeninin, saray işlerinin, dönen entrikaların gezginler tarafından kilometrelerce öteden yönetilmeye çalışılmasının zorlu hikayesi. Eser o kadar gerçekçi bir dille yazılmış ki Montesquieu'nun Fransa'da oturduğu yerden İran'ı bu denli canlı anlatabilmesi hayret verici. Dönemi merak edenlerin ve Doğu- Batı mukayesesi okuyanların okuması gereken eserlerden. Bundan başka Voltaire ve Volney okumaları da dönemi anlamak açısından önerimdir.

Kitap hiç bitmesin istedim. Bitirince Goethe'nin diğer eserleriyle tanışmak istedim. Doğruca Faust'a yöneldim. Genç Werther bir yaraysa, Faust bunun melhemidir şüphesiz. Goethe'nin umutsuz bir aşka kapılan Genç Werther'in arkadaşına, sevdiği kadına ve sevdiği kadının kocasına yazdığı mektuplardan oluşan harika bir eser. Çok genç yaşına rağmen iyi yetişmiş ve aydın sayılabilecek Werther'in naif yaşamının dokunaklı hikayesi. İnsanlar hakkında yaptığı yorumlara bakınca Goethe'nin günümüzdeki insanları nereden tanıdığını soruyorsunuz kendinize.. Her çağa seslenen bir yazarın müthiş eseri. Herkese öneririm.

Yahya Kemal'in İstiklal Harbi yazılarıdır. Yahya Kemal'in dönem hakkında yaptığı tespitler oldukça mühimdir. Savaşın gidişatı, Yunanistan ve diğer devletler hakkındaki görüşleri, işgal altındaki ülkenin izlediği politikaların sebepleri ve sonuçları bir aydının gözünden oldukça başarılı bir dille aktarılmıştır. Belgesel tadında bir kitaptır. Yazarın dönem hakkında verdiği bilgilere kendisinin ve çok yakın arkadaşlarının yorumlarını da eklemesi hem edebi, hem tarihi bir değer katıyor esere. Bu ülkede yaşayan herkesin kendi tarihini bilmesi açısından mutlaka okuması gereken eser.

Kitap Tanpınar, Peyami Safa gibi isimlerin romanlarıyla karşılaştırınca çok çok basit gözüküyor. Ancak Cumhuriyet döneminin tüm dünyada en çok okunan eserlerinden biridir. 2 kez sinemaya aktarılması da bu rakamın artmasında şüphesiz etkili. Okurlar, Anadolu'ya öğretmen olarak giden bir genç kızda kendileriyle çok benzerlik bulurlar şüphesiz. Romanın arka planındaki savaş motifi zaman zaman kendini gösteriyor. Bu da bize dönem hakkında, insanların yaşayışları hakkında önemli ipuçları veriyor. Günümüzde bile süren bir genç kadının tek başına olduğunda namusunu korumasının zorluğu, bürokratik yavaşlıklar, adam kayırma gibi sorunlar romanda başarılı bir şekilde ele alınıyor. Türk Edebiyatı'nın okunması gereken temel eserlerinden biri.

Şairlerin hiçbiri kendilerini öyle bir döneme ait hissetmezken Turgut Uyar'ı İkinci Yeni şairi şeklinde tanıtmak bir yanlış olur. Edebiyat tarihi kitaplarını daha doğru okumalarını öneririm okurlara. Turgut Uyar, dünyanın belki de en yalnız insanı. Ve bu yalnız adamın harika şiirlerini buluyoruz kitapta. Hepsinin Yapı Kredi kalitesiyle bir yerde toplanması çok iyi. Birleştirilen kitapları sırasıyla okuyunca Uyar'ın şairliğinin tarihsel gelişmini de farkedebiliyoruz. Şiir yazanların bu kitabı okuduktan sonra önce şiirleri unutmalarını öneririm. Böyle büyük bir ustanın etkisinde kalmamak imkansız. Cumhuriyet şiirinin gelişen iki büyük çizgisinin Sezai Karakoç'la birlikte karşılıklı en büyük temsilcisi.