E-Dergi

Aşina Güzeller; adı gibi daha önceleri aşina olduğumuz, edebiyat öğretmenlerimizden, eski edebiyat veya anekdot meraklılarından dinlediğimiz hikayeler, duyduğumuz şiirler ve bunların orijinalleriyle birlikte izahlarının verildiği güzel bir çalışma. Her bir parçada, hikayecikte geçmişten bir manzara ve arkasından günümüze yansıması canlanıveriyor zihnimizde. Hikayeler kimi didaktik, kimi duygusal, kimi cesaret verici yönleriyle çıkıyor karşımıza; her haliyle çok canlı ve sürükleyici bir anlatım ve işleyiş mevcut kitapta. Divan edebiyatının anlaşılmazlığını iddia eden savlara nisbet çok açık ve kolay anlaşılır bir kullanılmış. İlgilisinin biraz zahmete girip anlama yolunda gayret sarf etmesi gereken doyurucu ve zengin bir içeriğe sahip.

Şiir, görülmez; ancak kalbe doğabilir. Kalpleri titreten de, çizik çizik eden veya süsleyen de bir hissin ilhamıdır genellikle; bir zamanın akışı, bir ruh sıkıntısı yahut bir hazzın coşmasıdır. Heykel gibi, resim gibi bütüne dayalı bir sanata dönüşüveren bu küçük kitap, edebiyat dünyasında ünlü olmuş simalara ait, orada burada rastladığımız küçük anekdotların derlemesinden ibarettir. Büyük insanların şakaları, konuşmaları, hatta küfürleri de büyüktür. Eskilerin "Taşı gediğine koymak" dedikleri birtakım espriler ise konuşma ânında birdenbire kalbe doğan bir ilhamın ürünleridir. Manzum olsun, mensur olsun konumuzun ağırlık noktasını oluşturan bu esprilerin birçoğu düşünülerek ve planlanarak söylenmediği için, gerçekten büyük sözler olarak kabul edilirler.

Öncelikle söylemeliyim ki kitabı beğendim ve özellikle bu alanla ilgilenenlere (eski edebiyat) tavsiye ederim. Yazarımızın başka kitabını da okumuş biri olarak dilinin akıcı olduğunu söyleyebilirim romanları da genel anlamda sürükleyicidir. Ama bir dönemi ve o dönemdeki insanları anlatan bir kitabı akıcı yazmak bana göre tabiri caizse "her yiğidin harcı değildir" zira romanları akıcı yazmak ile tarihi bir dönemi kurgu şeklinde nakletmeden akıcı ve güzel yazmak gerçekten ciddi yetenek ister diye düşünüyorum. Kitabı edebiyat alanı için (zorunlu) olarak okumuş olsam da iyi ki bu kitabı okumuşum diyorum. Şüphesiz ki herkes her alanla ilgilenmek zorunda değil ama herkes her alanda kitap okuyabilir. Yazarımızın zaten divan edebiyatına ilgisi başka kitaplarında da kendini gösterir. Bir alanda iyi olmak bana göre o alanla ilgilenmeyen birine bile kendi alanına ilgi duymasını sağlamakla ya da en azından o alanda okuduğu kitabı güzel hatırlamasını sağlamakla olur.

"Bizce herkes kendini sık sık sorgulamalı"
Edebiyatı divan edebiyatını nasıl olması gerektiğini beyitlerle hikâyelerle anlatan muhteşem bir kitap tavsiye ediyorum

İskender Pala'nın kısa makalelerinden ve alıntı öykülerden oluşan güzel bir eser. İçinde birçok farklı görüş ve düşünce yer alıyor. Tarihi konular ağırlıklı olduğu için meraklılarına güzel bir kitap.
Düşte Kalan