E-Dergi

Yitik bir aşkın sarsıntılarını ve bir çöp kutusunda yaşanan devasa iç savaşı ustalıkla bir araya getiren Brautigan bu kitabıyla kaleminin kıvraklığını, duyularının hassaslığını ve imgeleminin ne derece geniş olduğunu okuyanlara kanıtlıyor. Yıllardır Brautigan okuyan biri olarak, Sombrero'nun yazarın en farklı kitaplarından biri olduğunu söyleyebilirim.

Sadece film adına değil hayatın geneli için çok iyi motivasyon kaynakları sunan bir kitap bu. Sinemaya ilgisi olan olmayan herkes bu kitapta kendisine pay biçeceği bir şeyler bulabilir. Hayata ve sinemaya dair güzel, orijinal ve çarpıcı bir bakış.

Alışılmadık metinlerin üstesinden başarıyla gelen Cortazar'ın tanıtım yazısında da dendiği gibi belki de en farklı eserlerinden biri. Okuması kısa etkisi uzun süren bir kitap. Ayrıca, yayıncıların ve okurların Cortazar'a olan ilgisinin arttığını görmek çok hoş bir durum. Umarım kalan bütün kitapları da dilimize kazandırılır.

Kitaptaki her şey zekice kurgulanmıştı ve sunmak istediği bilgiyi, fikirleri ustaca gözler önüne serdi fakat ben yazarın üslubunu çok yavan buldum. Özdemir İnce'nin çok başarılı çevirisi ve Sartre'ın önerilerine karşın yine de üslupla aramda bağ oluşmadığından okumakta biraz zorlandım diyebilirim. Ancak, anlattığı konular bakımından kesinlikle çok önemli bir eser olduğunu düşünüyorum.

Çok farklı yönleri, çok farklı şekillerde yorumlanacabilecek önemli bir roman. En başta, savaş edebiyatında eksik kalan bir yönü, savaşta tüccarların ne yaptığını detaylıca işlemesiyle övgüyü hak ediyor. Öte yandan tezgahın önü ve arkasına öyle detaylı bir bakış sunuyor ki sistemin nasıl işlediğini, kimin nasıl bir güdüyle hareket ettiğini bir çırpıda anlıyorsunuz. Walter Benjamin'in kitaptaki sonsözü bu durumu gayet iyi ifade ediyor. Kitapta göze batacak ölçüye varan imla ve yazım hataları mevcuttu ama yine de okumaya mani olmadı. Eğer bu konularla alakalı iseniz kesinlikle okumalısınız.