E-Dergi

Cesurca kaleme alınmış olduğu gözüküyor. Ülkemizde o kadar çok eli gözü bağlı işini egoistçe ve Atamızın bize kazandırmaya çalıştığı milliyetçilikten öte kendi çıkarları için kullananlar var ki bu kitapta da tam bu konulara değinilmiş. AB ve Tarım adlı eseri gibi yine belli bir bilgi birikimi olduğu kesin.

Dünya'nın en büyük şirketleri günümüzde yatırımlarını su üzerine yapıyor. Bu Tirkiye içinde geçerli. Nedeni bizim bir su yönetim politikasının olmaması. Her konuda olduğu gibi bilinçsizce bir tüketim olduğundan dolayı bundan 50 sene sonrasını şimdiden görebilmek çok acı. Sürdürülebilir su kullanımı ile de bunların önüne bir nebze de olsa geçilebilir. Bu kitapta ise su sorunu enine boyuna tartışılmış. Değerli hocaların görüşlerine yer verilmiş. Bu ciddi konu hakkında bilgi sahibi olmamız hepimiz için yarar sağlayacaktır.

Bir zamanlar tahıl deposu olarak bilinen Türkiye'nin nasıl buğday ithal edecek derecede tarımını baltaladığını, ucuz tohum uğruna genetiği değiştirilmiş ve bir dahaki seneye ürün vermeyerek kendine bağımlı kılmayı hedefleyen böylece de yerli verimli tohumları yokedip kendine tekel sağlayan israilin oyunlarına nasıl düştüğümüzü anlayabilmek için bunların hangi politikalarla yapıldığını bilmek adına okuyacağınız güzel bir kaynak. Özellikle son bölümünden ders çıkartılması gereken bir kaynak.

Türkiye'de Tarımın Çöküşü adlı makale özellikle ibret lınarak okunacak bir yazı olmuş. Nihayet yüce büyüklerimiz sayesinde tohumculuk yasası da gecen sene çıktı. Bu sayede istediğimiz tohumu bile alamayacağız. AB bize o sene neyi uygun görürse o. Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye tarımı baltalayıp durduk senelerce. İbret alınması gereken bir makale. Okumanızı tavsiye ederim.

Türkiye'yi üreten değil tüketen haline sokmaya çalışan Avrupa birliği ve vaadler uğruna senelerce tarıma balta vurmuş Türkiye. Kitapta tarımda yapılan değişikliklerden de bahsedilmiş. Tarımda her sektör de olduğu gibi tekelleşme ve büyük şirketlerin eline geçmeye başladı bu kitapda bu açıklamaları da göreceksiniz.