E-Dergi

Biyografi desen değil, futbol ile de alakası yok. Sadece ve sadece Pep'i övmek ve kutsallaştırmak için yazılmış gibi. Yazar konudan konuya atlayıp Pep'i yüceltmiş de yüceltmiş. Hatta Pep'in zayıf tarafları üzerine bir bölüm ayırıp burada bile methiye düzmekten başka şey yapmamış. Üstelik Pep ile takışan herkesi de yerin dibine geçirmekten geri durmamış. Ödediğim paraya acıdığım ilk kitap oldu.

Kronojik sıra ile ilerleyen seyahat kitaplarına hayran biri olarak alanında en beğendiğim ikinci kitap oldu. Önceden blogu da takip etmiş olmama rağmen kitabı okurken hiç sıkılmadım. Yalnızca, resimlerin biraz daha fazla, biraz daha büyük ve biraz daha net olmasını isterdim.

Eski zamanların İstanbul'unu anlamak için bu kitabı seçmiştim. Genel olarak beklediğimi aldım diyebilirim. Ancak yazarın bazı yorumları beni rahatsız etti. Kendi ülkesini kutsallaştırıp her fırsatta şehre ve kültüre dokundurması bence mizahi bir dil kullanmak ile açıklanmamalı. Dahası, bir bölümde namaz kılan insanları maymuna benzeterek gezginlikle uzaktan yakından alakası olmayan bir şımarık olduğunu da ispatlamış.

Bu toprakların kültürünü, geçmişini biraz daha iyi anlayabilmek için bu topraklarda yaşayan herkes okumalı.

Favorim hala Puslu Kıtalar. Ama Amat'ı da hemen arkasında ikinci sıraya yerleştiririm. Bu sefer kurgu biraz daha yalın, netice biraz daha muallak.