Toplam yorum: 3.080.622
Bu ayki yorum: 300

E-Dergi

Arı Maya Tarafından Yapılan Yorumlar

12.11.2006

Ömer Seyfettinin tüm eserleri okunmalı. İnsana ben de böyle olmalıyım. Ya da ne olursa olsun böyle olmamalıyım dedirtiyor. Hele hele çocukken bu çok daha etkili. İnsanın içini "çiziyor" .. Hepimizin yapabileceği bazı yanlışların sonrasında bizi hayat boyu geçmiyecek vicdan azaplarına itebileceği ve doğruluğun en onurlu yol olduğunu anlatıyor.
12.11.2006

Dini kitaplar satan küçük bir dükkan var.. Ara sıra uğrayıp hacı amca ile konuşurum. O elime tutuşturmuştu. Bu çok okunuyor okusana diye ..
Açıkçası beş yıldız üstünden üç yıldızlık bir kitap.. Biraz sırlar dünyasını çağrıştırıyor.
Manevi dunyadan uzak olanların ne kadar delil gösterilirse gösterilsin ibret alması çok zor. Yakın olanlarınsa kanımca zaten bilidiği konular. Yeni birişey yok.
Kitaptan belki şu sonuç çıkartılabilir. Haylaz görünen bir çocuğun içi de cevherlerle dolu olabilir, siz davranışlarına ,dış görünüşüne karanlıka gibi duruşuna bakmayın. Hazırsa küçücük bir ateş yakıldıgında bile içinde derinlerden gelen bir cevher o ateşi besler büyütür.
Ve imana dönen biri gözleri kör bile olsa nur içindedir. Nur saçar.
12.11.2006

Olga kharitidi tarihe ve yaşama yeni bir bakış açısı getiriyor.
Ezberlenmiş çok bilinen bilgilerden uzak, mutlaka okunması üzerinde konuşulması gereken bir kitap.

Kitabın bir yerinde cambazların ip üstünde yaptıgı bir gösteriyi izliyor. Ustası ona şunu diyor.

"Bu insana zamanı bir dost gibi kullanarak boslugun bicimini degistirmeyi ogreten bir disiplindir. Korkularımız bosluk icinde belirli bicimlerde muhafaza edilir. Biz de bunların su goturmez gercekler olduguna inanırız. Tel uzerinde yuruken sahip oldukları bosluk degismistir. O anda yer yuzunde yasadıklarına degil gokyuzunde ikamet ettiklerine inanırlar. Gokyuzunde yasayıp yere sıcrarlar. gelecekten gecmise dogru bir yere gelirler.Gokyuzunden gelecegin enerjisini getirerek kendilerini izleyen insanların gecmisini degistirirler."
12.11.2006

Çok içten, şiirsel bir dille yazılmış bir başucu kitabı. 20 ders :) tasvvufa yakın olanlar çok seveceklerdir. Defalarca okuyup arkadaşlarıma kitabı hediye ettim.

"Olümlüler der buyuculer, dunyaya sahip oldukları veya onun kaderini kontrol edebilecekleri yanılgısındadırlar. Buyucunun gozunde dunyanın bizim iyiligimizi dusunen bir ruhu vardır. Onun ruhunda yasayıp kendi kaderimizi cizebiliriz. Ancak ruh hicbir zaman sahiplenilip denetlenemez.
Siz hayatınızı devam ettirenin baglanma oldugunu sanıp herseye baglanıyorsunuz..

Merlin buyukce bir tas gosterip vur ona dedi.
Arthur soyleneni yaptı.
Uffff diye inledi cocuk.
Garip diye yorumladi Merlin. Vurulan tastı ama canı yanan sen oldun.
Bunda garip olan ne var diye soylendi Arthur.
Tasa planladıgından daha sert vurmasına buyucunun neden oldugundan kuskulanarak
BU ruh hakkında bir dersti. Tasa vurdugunda canı yanan sensin. Tas karsı cıkmaz cunku dunya hic bir zaman karsı cıkmaz. O ruhunda guvencededir. Dunyanın siz olumlulere ogretecegi seyguvenligin ruhta olusudur. Egr tasın verdigi tepkiden dolayı canının yanmasına kızarsan ruhu inkar yanılgısına dusersin. Dunyayı incittiginde tepki vermemesi inceliginden guc alarak kayayı parcalayıp yok ederek kendi istedigin sekle sokmak istiyeceksin.
Karsı cıkmamak ruhun dogasında vardır. Gercekte ruha bir zarar veremezsin ve her ne kadar dunyaya buyuk zarar vermis olsak ta sonucta yine kendimizi yaralıyoruz.
Kendi ruhumuza saygı duymuyoruz. Korku ve ofke ile odullendiriyoruz kendimizi.
İnanca olan inancınızı kaybettiniz dedi Merlin
Artık guvenmeye guvenmiyor gibi gozukuyorsunuz.
Bu su demektir. Ruhun degerleri olan sevgi inanc ve guvenin guzel seyler basarması icin once bunların yasanması ve bilinmesi gerekir."
09.11.2006

Nermin bezmen in çok farklı bir dili var. Anlatımı inanılmaz. Karakterler çok çok canlı :) zaten konu da gerçek hayattan dedesi ve onun çok sevdiği Shura sının aşkı. O dönemin Rusyası , yıklan bir imparatorluk, göç herşeye rağmen yaşamı sürdürmeye çalışan gençler. Üzerimde hüzün ve sevgi dolu değişik bir tat bıraktı. İnsan hele hele o dönemleri de biraz bilince bambaşka oluyor. Yazılmayanları da okuyor. Ve arka planda müzik olarak hep acı duruyor. Bir dönemin bir coğrafyanın insanı olmanın acısı..