Toplam yorum: 3.080.540
Bu ayki yorum: 218

E-Dergi

KY-233946 Tarafından Yapılan Yorumlar

27.02.2007

Bu kitap 1. Dünya Savaşı'nda çektiğimiz acıların Balkanlar'da görünen yüzünü anlatan hikaylerden oluşuyor. Ömer Seyfeddin, Feride Müfit Tek gibi önemli kalemlere yer verilmiş. Ömer Seyfeddin'e ait olan hikayenin özellikle okunmasını tavsiye ediyorum. Bu kitabın, atalarımızın çektikleri ızdırapları vicdan sahibi her okuyucunun ruhuna duyurduğunu düşünüyorum. Okuduktan sonra ağlayarak silkinerek kendimize gelmek, yani kim olduğumuz ve dünya için ne ifade ettiğimiz ile yüzleşmek büyük bir olasılık.
30.01.2006

Hem roman hem fikir kitabı niteliğinde, okuyucuyu sıkmayan hatta aksine meraklandıran bir kitap. Mahiyetinde inancını hayatına aksettirmiş ve aksettirememiş insanların yaşam farkı ortaya konuluyor. Tabi bu yaşam farkı özellikle evlilik yönüyle ele alınıyor. Evliliğinde mutluluk formülü arayanlara, duygusal yazılardan hoşlananlara ve Müslümanların yaşadığı ülkelerin geri kalmışlık sebeplerini merak edenlere özellikle tavsiye ederim. Çünkü özetle bu nitelikler bu kitapta mevcut.
30.11.2005

"Sabaha karşı, zihninin bir çığlıyıla uyanıp sustalı bir çakı gibi doğrularak yatağın içine oturmuştu. Zihni, cepheden karargâha yollanan bir telgraf gibi kısa,keskin bir mesaj gönderiyor ve hep aynı cümleyi tekrarlıyordu: Başka biri var... Başka biri var... Başka biri var. " Selim ve Yelda... İçlerinde bir yara gibi taşıdıkları olgunlaşmamış, eksik kalmış yanlarının kırılganlığıyla yaşadıkları, onlar için yaşamakla aynı anlama gelen bir aşk. Çok kırıcı, çok can yakıcı olduğundan bir bağımlının kurtulmak isteyişi gibi çırpınıyor ama aşklarını hatırlatan her izin peşinden yine ona dönüyorlar. Selim bağlanmaktan kaçsa Yelda ona sımsıkı sarılıp bırakmıyor,gecelerce nöbette onu gözlüyor. Yelda Selim'den gerçek bir kaçışla Güneydoğu'ya gitiğinde ise Selim aynı nöbete kalıyor. Selim'in fark ettiği keskin bir gerçek var: Aldatılmak. Bu fark ediş , onun zihnine Yelda'nın artık öldüğü anlamını taşıyor. Diğer tarafta, Güneydoğu'da bir genç, kızkardeşinin bir başkasına kaçmasıyla ölmesinin aynı anlama geldiğini, çünkü namusu olmayan kadının bir hiç olduğunu, bu yüzden de onu öldürmenin gerekliliğini anlatıyor. Aşkın kazandığı son noktada ise Selim ve Yelda ölümden korkmuyorlar artık. Çünkü aşkları, teslim aldığı kalplerine hiçbir korkuya yer bırkamayarak doluyor bu son noktada. Tüm yaraları iyileştiren büyülü bir iksir gibi..
25.11.2005

Onun kitaplarını en fazla iki günde ve -çok gürültülü de olsa- her ortamda okuyabiliyorum. Gülse Birsel'in yazılarının tümünde, yaşadığım hayattan,hayatımın gidişatından,hayatımı kurgulayan benden ümitsizliğe düştüğümü zannettiğim küçük beynimin dünyasından zıplayıp aniden mutlu, neşeli, dertsiz, tasasız, ukala çocuk halet-i ruhiyemle canımın istediklerini çekinmeden yapıp keyif çatabilmeye başlıyorum. Hayatınızın eğlenceli yanlarını görerek ondan mutluluk çıkarmayı istiyorsanız okuyun derim. Ayrıca yazmamdan rahat edemiyeceğim: Gülse Birsel hakikaten örnek alınmaya değer bir insan!
18.11.2005

Yaratacımızın bizden düzenli olarak günde beş kez yapmamızı istediği , çağdaş bir yoruma göre "en güçlü meditasyon" olan namazımızla aramızı açmaya azmetmiş olan Şeytan'la nasıl kolaylıkla başa çıkabileceğimizin anlatıldığı müthiş bir kitap! Peygamberimizin Rabb'ine yürümeden hemen önce "namaz!" diye çırpınırcasına tavsiye ettiği ibadete hasretimizi giderebilecek bir içerik, bir üslup, bir yaklaşım. Kendinize lutfedin ve ruhunuzu bu doyurucu gıdasından daha fazla ayırmayın.