E-Dergi

işte tarihe tanıklık eden bir kitap daha... mübadele ve onun ruhlarda açtığı derin acılar.. Kitabın kahramanı Manoli'nin samimi anlatımı ile, insanlığın en kötü icadı olan savaşa lanetler yağdıracaksınız. Kitap akademik tarih kitaplarının bize veremediğini veriyor, sıkılmadan bilgileniyorsunuz da... herkese şiddetle tavsiye ederim.

Richard Bach' In "MartI"sI, hayatI sorgulamamIzI saglayan kitaplar içinde bir klasik olarak degerlendirilebilir. Bu ince ve sade bir dille yazILmIs kitabI bir solukta bitirebilirsiniz. Yazar bu eserinde, yavru bir martInIn tüm zorluklarIyla hayata atILIsInI ele almIstIr. Ancak bu minik martI Jonathan'In yerine okuyucunun kendisini koymasInI ister. Yasam bize verilen en büyük hediyedir.Onu en güzel hale getirmek yine kisinin kendisine ve hayattaki seçimlerine bagLIdIr. KitabIn ana fikrini yazarIn su sözleriyle açIklayabiliriz: " Bu dünyadaki görevinin bitip bitmedigini anlaman için iste bir kriter: YasIyorsan Bitmemistir..!!!!"...

Elif Safak'In "Mahrem" romanIna elbet pek çok yorum yapIlacaktIr. Öncelikle belirtmeliyim ki kitaptaki "Nazar Sözlügü" bile kendi basIna kitabI okunmaya deger bir hale getirmektedir. Bu sözlüge göre, hayat, "tek seyircisi olan kocaman bir tiyatro" olarak tanImlanIrken, yasam için söyle bir tanImlama yapIlmaktadIr: "YasamI görmek için, ayna tutarIz agzImıza. YasamI göremesek bile, yasadIgImIzı biliriz ayna buharlanInca.." Görmeye, görülmeye, farkIndalIga dair tanImlamalarIn esere iyice yedirildigi bir yapItla karsIlasIrIz bu kitabI okurken.. Uçta olma durumu, toplumun kendisine benzemeyenleri siddetle dIslamasI olgusu islenir kitap boyunca. 132 kg.lik bir sisko ile 80cm.lik cücenin görmeye deger hayatlarIna sahit oluruz. AyrIca kitabI bitirince de yazarIn diger eserlerini merak etmekten alIkoyamayIz kendimizi... Yazar kitabIn bir bölümünde de "her yara iyilesir, eninde sonunda kabuk baglar.gözlerden saklanIr. Çünkü hiçbir yara görülmek istemez" diyerek dogru tespitlerine bir yenisini daha ekliyor. İyi okumalar...

Hani bir kere baslandI mI bitirilmeden bIrakIlamayan kitapalar vardIr. iste AsLI Erdogan'In da "Kabuk Adam" I böyle kitaplardan.. Kitap yazarIn diger yapItlarInda oldugu gibi insan ruhunun en derinlerine kadar iniyor. insanIn kendine, topluma yabancIlasmasInI, gitme arzusunu, bir yere ait olamama durumunu sürükleyici sekilde ele alIyor. Kitap özetle, AsLI adLI bir fizik ögrencisinin (bu noktada kitap bir otobiyografi tarzInda da okunabilir. Çünkü yazar ile kitap kahramanInIn isimleri, akademik kariyerleri benzerlik tasImaktadIr.) Karaiplerde geçirdigi bir iki haftalIk hayatla hesaplasma dönemini yansItIr. Bu SIkIcI dönemde AsLI'yI memnun eden tek gelisme Kabuk Adam Tony ile tanIsmasIdIr. Ancak bu mutluluk da kIsa sürer. AsLI arkadasInI kaybetmenin üzüntüsünü söyle dile getirir:" Tony'i kaybetmek hayatImIn en acI verici kaybIydI. Kabuk Adam, burun deliklerime hayat üfleyerek (TanrI da Adem'e burnundan hayat vermisti) canlandIrmIstI beni ve sonra da, bu IssIz, buzullarla kapLI gezegende, tek basIma bIrakarak gitmisti. YasamIn anahtarI, Kabuk Adam'In gözlerinin kapkara derinliginde gömülü olacaktI bundan böyle..." kendisiyle ve hayatla yüzlesmek isteyenlere..

"Operadaki Hayalet" Paris dogumlu yazar Gaston Leroux'un en önemli eserlerindendir. Yazar uzn süre gazetecilik yapmIs, birçok ülke gezmis ve dolayIsIyla çok degisik olaylarla karsIlasmIstIr. Kitap, insanlardan kaçarak Paris operasInIn mahzenlerinde yasamaya baslayan ve bu sIrada da genç ve güzel opera sarkIcIsI Christine'e asIk olan bir zavallInIn dramI anlatILIr. Kitap kadar etkileyici ve sürükleyicidir ki, filme bile çekilmistir. Leroux'un kitaba mekan olarak kendi hayal dünyasIna ait bir mekanI degil de, gerçekte varolan bir mekanI Paris Opera BinasI'nI seçmesi ise ayrI bir güzelliktir. Okurken hiç sIkILmayacaksInIz...