E-Dergi

Bu kitap iflas etmiş, borç batağına saplanmış bir adamın intiharı düşünmesi sonra çok sevdiği kızının aklına gelmesi ve bu teşebbüsten vazgeçmesini anlatır. Yeniden doğrulması için yerinden kalkması ve koşması gerekir, o da bunu yapacaktır fakat kahramanımızı zor zamanlar beklemektedir.
Kitaptan çıkardıklarım
En güçsüz ve yardıma muhataç olduğun anda Yaradan ın imdadına koşması, tüm imkanlar aleyhine iken bir anda lehine dönmesi.
Ölünceye kadar ölümsüzsün, nefes aldığım müddetçe ölümsüzüm.Yaşıyorum demek, yapacak işim var ve hiçbir şey için geç değil eğer nefes alabiliyorsam. Umudum da var, imkansız bir şey yok

Şenay Güçer.
Günlüklerinde yaşama olan tutkusu, özgürlük adına halkının özgürlüğü adına yola çıktığı anlaşılıyor. Bu günlükleri okurken çocuksu saf duyguları, eleştirileri, sorgulayışları, coşkusu, öfkesi, neşesi, isyanı, özgürlüğe olan tutkusunu duyabilmek mümkün. Delila’nın kaleminden yüreğiyle yoğurduğu düşünceleri sizi de etkisi altına alabiliyor. Kitabı okurken o ‘an’, Delila’yla konuşuyor, gülüyor, ağlıyor, kızıyor, coşuyor hissine kapılıyor insan.
Bu ülkede yaşayan herkesin ön yargısız bir şekilde okuması gereken bir kitap. Aslında Kürt tarihini okumak her Kürt kadar, Türklerin ve diğer etnik grupların okuması gerekir. Bunca yıl birlikte yaşadığımız halk kimmiş, tarihi nasıl ve hangi aşamalardan geçmişler diyerek okunabilinir.

kitap oldukça önemli bir konuyu gündeme getiriyor.KADIN. diğer dinlerde ve bizim dinimiz olan islam da asıl olan saf olan değil cahiliyenin etkisiyle katmerleşip kök salan, bize kadar dayanan, boğazımıza sarılan kültür ve kültürü değişmez bir olgu olarak kabul edişimiz, kültürün, geleneğin zincirlerinin kırılamayışı bir türlü. Ve bin türlü yalan yanlış, mevzu hadisler. nasıl oldu da islam kültürün kıskacına takılıp kalmış oluyor ve bi şekilde gerçek din bırakılıp din diye benimsediğimiz şeyler din ile alakasız şeyler oluyor bunları düşündürüyor kişde