E-Dergi

Mini mini, tatlı tatlı hikayelerden müteşekkil bir kitap..

Bir devrin kapanıp bir devrin açıldığı fetih: İstanbul'un Fethi.

Her Türk evladının gönlünde gurur nişanesi olarak taşıyabileceği muhteşem bir vakıa. Ve üzerine fethin bizim ecdadımız Fatih Sultan Muhammed han hazretlerine nasip olması da ayrı bir gurur. Bitti mi? Bitmedi. Üçüncü olarak ise bu fethin gavura insanlık öğretmek gibi bir olayı daha var ki, bu bize: "Peygamber'in methettiği insan böyle olur." dedirtip bir kez daha göğsümüzü kabartıyor. Ecdadımız tarih sahnesine çıkalı bizim hiç başımızı yere düşürmedi, hamdolsun. Böyle bir fetihle göğsümüzü kabarttı, hamdolsun. Rabbim onlara gani gani rahmet eylesin, âmin. Bizleri onlara layık eylesin, âmin.

Kitap Topçu üstadın muhtelif yerlerdeki konuşma ve konferanslarını anlatıyor. Coşkun konuşmalar hem bir ders niteliği taşırken ayrıca Türk evladına da ayrı ayrı vazifeler yüklemekte. Bir çırpıda okunacak kadar ufak hacminin yanında, bir ömür ders alınıp ülkü edinilecek bir kitap.

Serdar abinin mini mini hikayeleri ve denemelerinden müteşekkil tatlı bir eser. Hikayelerinden öte denemeleri daha hoşuma gitti abinin. Mevlam abimize selamet versin, âmin.

Modernizm dinini -din deme sebebimi okuyanlar anlayacaktır elbet- ilk olarak Ömer Faruk Dönmez abiden duydum. Acaip ilgimi çekmişti. Sonradan denk geldi Ebubekir Sifil hocamdan duymak nasip oldu. O da çok güzel izah etmişti bu mevzuyu. Sonradan Ebubekir hocanın ağzından yazarımız Abdurrahman Arslah hocayı duyup tanışmamız nasip oldu. Rabbim cümlesine selamet versin, âmin.

Bu bâtıl dini yıkmak en azından bu bâtıldan uyanık olmak gerekiyor. Aksi taktirde bu çarkın içerisine girmek işten bile değil. Ki maalesef ciddi manada koca bir dünya bu küresel dinin hegomonyası altında eziliyor. Kitabı okumak biraz daha farkına vardırıyor bu durumun.

Abdurrahman hocanın muhtelif dergilere yaptığı söyleşileri muhteva eden eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Uyanmak, silkelenmek, dinimize dört elle ve daha ötesi Efendimiz Aleyhisselamın tabiri olan "azı dişlerimizle" sarılmak adına. Mevlam hocamıza selamet versin. Bizlere de uyanıklık nasip etsin, amin.

Bir Üstad'ın, Sezai ağabeyin hayatına şahidlik etmek.. Evet tam olarak Hâtıralar'ı okumak bu demek. Hayatında olan ailevi yaşantısından tutunda, dava için çektiği sıkıntılara kadar çok geniş bir hayat çizgisini okumak...

Bizim yaslanarak veya elimizde kahve ile okuduğumuz kitapların ve fikirlerin nasıl bir çileyle yoğrulduğunu görmek insanı biraz mahzun etse de, satırların sahibinin bu vakarı insanı kendisine getiriyor. Herhalde benim Hâtıralar'dan alacağım en büyük derste budur.

Ayrıca kitapta bazı tanıdığımız büyüklerle de aralarında geçen münakaşaları anlatıyor Üstad. Bu bana her zaman Hz.Ali (r.a) ile Hz.Muaviye(r.a) arasındaki durumu hatırlatır ki, burada taraf olmak bana bir şey katmayacaktır. Ben asıl buradan ders alırsam bir faydası olabilir bana.