E-Dergi

Okuyucuyu, zaman yolculuğuna çıkaran güzel bir hatırat.
Duygularını zaman ötesi bir anlatımla paylaşmış olması, yazarın eserlerini okuma merakı uyandırıyor.
Güzeldi, ve beğendim.

Çok güzeldi. Harikaydı.
O zamanlarda yaşayan insanların değerlerine sımsıkı sarılıp, 'sahiplenme' duygusuna olan bağlılıkları çok etkileyiciydi. Eserde hoşuma gitmeyen bir nokta; Osmanlı'nın menfi bir şekilde belirtilmiş olmasıydı.

Bu eseri, 'Kürk Mantolu Madonna' kitabından sonra okudum
Anadolu'da da olsa, bir annenin kendi bencil ihtirasları uğruna, kızını sonunda sürüklemeye muktedir olduğu nahoş durumlara göz yumması çok üzücüydü.
Bunlardan daha sonra haberdar olan Yusuf'un sevgi ve anlayışla karısını sahiplenmesi de en güzel bölümdü.
100 temel eser arasında, değişik bir içerik.

Kitabı "Nobel Ödülü" almış bir eser olduğu için okudum.
Çok akıcı bir anlatımı var.
Kitabın en beğendiğim yanı, alışkanlıkların ne kadar tesirli bir şekilde bize, hayatımıza yön verdiği ve etkilediğinin "Meursault'un hapishanede kaldığı müddet içinde sigarayı bırakması" misaliyle vurgulanmış olmasıydı.

1900'lü yılların başında geçen, cemiyetimizdeki değişimler hakkında fikir edinmemize yarayabilecek kadın kaleminden çıkmış bir eser.
Mektup anlatımı, bende "Genç Werther'in Acıları"nı çağrıştırdı.