E-Dergi

Kitaba önyargı ile başlamıştım. Bunun nedeni öncesinde diziyi izlememdi. Oyunculukları harika olan bu dizinin kitabını merak ettim haliyle. Ancak kitap diziye göre farklılık gösteriyor ve bir kez daha emin oldum ki, kesinlikle öncelikle kitap okunmalı.. Kitabı beğenen kadar beğenmeyenler oldukça fazla. Ben neden beğenilmediğini anlamadım, sonuçta bu bir şaheser değer, şöyle ki; bu kitabı bir Goethe, Balzac, Dostoyevski... eserleriyle kıyaslayamazsınız ki! Bu bir popüler kültür ürünü ve kendi alanında gerçekten de hakkını vermiş bence.. Kitap oldukça akıcı ve sıkılmadan okunuyor. Bu tarzda kitap sevenlere öneririm. Ayrıca kitapta bahsi geçen durumlar bizim küçük semtlerimizde dünyamızda birebir yaşanmasa da, bir metropolitte yaşayanlar bu durumlara aşinadır zannımca, çünkü böyle bir dünya gerçekten de var, biz yaşamıyoruz diye yok değil yani ;)

Ne kitaptı yahu! Okunabilecek en baba kitaplardan birisi bana göre. İnsanın içindeki iyilik ve kötülüğü ve bunların savaşını çocuklar üzerinde kurguladığı bir dünya üzerinden anlatıyor yazarımız. Her zaman olduğu gibi akıl ve aydınlık, korku ve faşizme karşı savaşıyor. Ben kitabı çok beğendim, öyle ki sadece kitabın son sözündeki Mina Urgan'ın son sözü için bile alınmalı..

Ne güzel kitaptı, ne naif bir anlatımdı... Aytmatov işte, bir şiir gibi anlatımı. Tolgonay Ana beni hüzne boğdu, ana olmanın ne demek olduğunu öğretti bir kez daha... Anne olunca bir ömür sürecek ağır bir sorumluluk üstlenirsin, her şeyinle kendini evladına adarsın. Yeri gelir yumuşacık olursun, yeri gelir öz evladından gelen her silleyi göğsünde karşılarsın, budur ana olmak, aynı Toprak Ana gibi... Kesinlikle okunmalı. Ayrıca kitabı okurken, Allah herkese böyle bir kayınvalide nasip etsin demekten kendimi alamadığımı da söylemem gerek :)

yanaklarımdan aktığına şahit oldum... Hayatımda okuduğum en güzel kitap. Öyle üzüldüm ki. Zeze nin yerinde sanki evladım varmışcasına üzüldüm, sanki o bana anlatıyormuşçasına kendimi suçladım. Çocukları hayatımızın merkezine koymamız ve hayatın koşturmacasında onların minik yüreklerinden yankılanan seslere mutlaka kulak vermemiz gerektiğini vurguluyor kitap ve kaç yaşında olursanız olun sizi kedere boğuyor..

Kitabın en başında Sabahattin Eyüboğlu'nun 3 adet harika Önsözü var. Burada da bahsettiği gibi bu kitaptaki rubailerin Hayyama ait olduğundan %100 emin olamıyoruz fakat ona ait rubailerin en aslına yakın olanları bu kitapta toplanmış durumda.
Kitaptan bir kaç sözle bahsetmek ne mümkün. 11. yy da yazılmış harika rubailer. Bu dönemde bile insanların bahsetmekten korktuğu şeyleri Hayyam çatır çatır korkmadan yazmış maşallah... İnsanı kendinden alıp başka diyarlara götüren harika dizeler var ve kesinlikle bir başucu kitabı.
Okuduktan sonra da elinizin altında durmalı ve her gün karıştırıp 3-5 rubai okuyup kendini şarj etmelik kitap... Okuyunuz efendim...
Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen.