E-Dergi

Sait Faik, Çehov tarzı hikayeciliğin Türk edebiyatındaki en büyük temsilcisidir diyebiliriz. Fakat bana kalırsa bu türün yaratıcısı olan Çehov dahi Sait Faik'in ulaştığı bu seviyeye ulaşamamıştır. Ada hikayesi anlatır Sait Faik, birçoğumuzun yabancı kaldığı bu ada hikayesinde Türkiye'nin başka güzel yüzleriyle karşılaşacaksınız, tanışacaksınız.. Rum komşular, balıkçılar, esnaflar... Daha önce hiç almadığınız bir tadı hissedeceksiniz damağınızda. İşte o tadın adıdır Sait Faik.

Kitap; hatıratlardan, belgelerden ve birkaç fotoğraftan oluşuyor. Fakat benim istediğim etkiyi maalesef ki yaratamadı. Günce şeklinde değil de hatırat şeklinde yazılmış olması ayrıntıların az olmasına ve bazı duyguların anlatımının zayıflamasına neden olmuş maalesef (yahut öylesine dehşet verici bir ortamda yaşanan şeyler, onu yaşayan için normalleşmiş zamanla. Kan donduran anların anlatımındaki sakinlik sanırım bunun göstergesi) Bunun dışında kitapta aslında pek bilinmeyen epey fazla şeyin cevabını bulabilirsiniz. Askerler nasıl beslenir? Nasıl uyur? Peki çatışmaların olmadığı vakit ne yaparlar? Savaşa giderken yaşanılan olaylar? Pek çok sorunun cevabını bulabilirsiniz. Bence okurken dikkatinizi savaşın kendisine değil, böylesi soruların cevaplarını bulmaya verin.