E-Dergi

Divan Edebiyatı'nı gençlerimize sevdirmeyi başaran İskender Pala'nın bu kitabı birbirinden güzel küçük hikaye ve nüktelerle dolu.

işyoğunluğu veya başka gerekçelerle kitap okuyamıyorum diyenlerin mazeretlerini yok eden bir kitap adı üstünde bir kahve molasında okunabilecek birbirinden güzel hikayeciklerle dolu bir kitap..

"her sancı bir şeye gebedir, bir şey doğurur. benim sancılarım da bu kitabı doğurdu" diyor yazar. iyiki de böyle bir doğum olmuş. kitapın değindiği konular gerçekten çok ilgi çekici. yazar cennet nerede derken ahiret hayatına inanmayanlara da mesajlar veriyor. ilgiyle okunacak bir kitap..."
ancak kitabın olumsuz yanı kağıdı çok kötü. keşke kağıdı saman kağıt yerine biraz daha iyi olsaydı...

"her sancı bir şeye gebedir, bir şey doğurur. benim sancılarım da bu kitabı doğurdu" diyor yazar. iyiki de böyle bir doğum olmuş. kitapın değindiği konular gerçekten çok ilgi çekici. yazar cennet nerede derken ahiret hayatına inanmayanlara da mesajlar veriyor. ilgiyle okunacak bir kitap...

Yavuz Sultan Selim çok kısa sürede Osmalı topraklarını iki katına çıkarmıştır. Ancak onun hayalleri, hedefleri daha tamamlanmamıştır. amacı Çin ve Hindistan'ı da OSmanlı topraklarına katarak ideallerindeki İslam milletlerini tek bayrak altında toplamaktı, güçlü bir İslam Birliği idi yani. Ancak Yavuz Sultan Selim sırtındaki bir ağrıdan şikayetçidir. sırtında çıban çıkmıştır ve onu bıçakla oydurur. çıban iltihap kapar ve padişah ağırlaşır. İran'dan getirdiği yaveri Hasan Can yanına geldiğinde, padişah zaman ne zamanıdır diye sorar. Hasan Can ise zaman Allah'la birlikte olmak zamanıdır der.
O celalli Padişah hasta haliyle doğrulur ve şu ibretlik sözü söyler: "Sen bu zamana kadar bizi kiminle bilirdin Hasan Can" der. Evet Yavuz Sultan Selim Han Allah'la irtibatını hiç koparmamıştı ölene dek. ve Allah-u Teala tarihte çok az kişiye nasip olmuş başarılar vermişti, Tih çölünü geçmeyi başarmışlardı.
bu kitabı okurken insan nefesini tuttuğunu hissediyor. Türk gençlerinin mutlaka okuması gereken bir eser...

Yavuz Sultan Selim daha şehzade iken bile en büyük isteği Büyük, güçlü ve en önemlisi de tek bayrak altında toplanmış bir İslam Birliği'ydi. Trabzon'da şehzadelik yaparken bir arkadaşı ile birlikte tebdil-i kıyafet yaparak yağ tüccarı kılığında İran'a gitmişti. maksadı Şah İsmail'in yaptıklarını yakından görmekti.
padişah olduktan sonra Memlük Sultanı Alaüddevle ile de arası iyiydi. kitapta Yavuz Sultan Selim'in mısır seferi ve sonrasında halifeliğin Osmanlı'ya kazandırılması anlatılıyor. yediden yetmişe herkesin sıkılmadan okuyabileceği bir eser..