E-Dergi

Kara Fatma Kurtuluş savaşında erkekleriyle beraber cephede kahramanlıklara imza atan isimsiz kadınlarımızdan sadece biri. Ancak yazarın önsözde de belirttiği gibi cephedeki bu kahraman kadınlarımızın öyküleri maalesef fazla bilinmiyor. Bu konuda kaynak sayısı çok kısıtlı. Umarım bu kitap bu konuda öncülük eder. Kara Fatma cephede sevdiklerini elleriyle toprağa verse de mücadelesinden ve yolundan asla vazgeçmeyen cesur ve yüreği geniş bir kadın. Bugünlerimizi borçlu olduğumuz kahramanlarımızı anlamak adına güzel bir eser. Ancak bazen araya tarihi bilgiler verilmeye çalışarak roman kurgusu ile tarih bilgisi arasında kalınmış ve anlatım yavanlaşmış. Herşeye rağmen sıkılmadan okunacak ve okunması gereken bir kitap

Ergenekon dava sürecini herkes gibi basından takip eden biri olarak sürecin çok uzadığını ve kesin delillerin ortaya konulamadığını düşünüyordum. Bu kitapla yazar savunmasının birkısmına değinerek bu düşüncemi perçinledi. Herkes suç işleyebilir ama suçu ispatlanana kadar da herkes masumdur. Bu dava uzadıkça karmaşıklaşıyor ve siyasete alet ediliyor. Nice değerli ülkeye katkı sağlayabilecek insanlar hapishane köşelerinde yıpratılıyor. Hapishane koşullarını ve etkilerini çarpıcı bir şekilde ele almış. Neredeyse ülke için söyleyecek sözü olan işe yarar tüm insanlar içeride. Korku imparatorluğu oluşturmaya doğru gidiliyor. Kitaptaki 2 cümle beni çok etkiledi. 1-Gardiyan tarafından hapishanenin eğitim düzeyinin yükseldiğinin belirtilmesi 2- Teröristlerin koğuşlarında nevruz kutlayabilmesine rağmen ergenekoncu olmak ile ithaf edilenlerin tecrit edilmesi. Yıllarca zor koşullarda fedakarca terörle mücadele edenlerin terörist olarak suçlanması çok ağır bir suçlama. Herkes hata işleyebilir ancak güçlü deliller varsa bunlar ortaya çıkarılmalı ve insanlar yargılanmalı. Yargılama süreci uzadıkça adalet kendi böğrünü hançerliyor. Herşeye rağmen Türkiye hukuk devletidir ve ergeç adalet yerini bulacaktır. İçerideki herkese allah kurtarsın derken ailelerine de sabır dilerim

Kitapta hem ilişkilerde hem de toplum içerisindeki nezaket kuralları ve sağlıklı iletişim metodları son derece akıcı bir dille anlatılıyor. Anlatımlara yazarın süslediği güzel çizimler de eşlik ediyor. Bence herkesin okuması gereken bir kitap. Zevkle okurken ve ne kadar nazik olduğunuzu ölçerken yeni bilgiler de öğrenebileceksiniz. Bakalım ne kadarını uyguluyorsunuz? Anlatım dili o kadar sadeki sanki bir baba yada dededen nasihat dinliyormuş gibi içtendi. Ama sıkıcı olmadığını söyleyebilirim. Eskilerin deyimiyle adabı muhaşeret herkese lazım. Belkide günümüzdeki iletişimsizliğin en büyük nedeni nezaket kurallarından uzaklaşıp bencileşmemizdir.

Tam bir yerli sex and the city versiyonu. Ahu, Aslı ve Sibel bir yandan kariyer planları peşinde koşarken diğer yandan özel hayatlarını düzenlemeye çalışıyorlar. Şehir yaşamının koşturmacasında kaybolan 3 kadının traji komik hikayesi. Kendinizden ve çevrenizden birşeyler bulmanız mümkün. En azından çevrenizde tanıdık birkaç böyle kadın vardır. Bu kitap size yön göstermeyecek ama keyifli zaman geçirtecektir. Keyifli okumalar..........

Yazar son derece sade ve akıcı bir uslupla Şems'in ağzından Şems ve Mevlana arasındak aşkı anlatmış. Konya'ya yolunuz düşmüşse ve Mevlevilik üzerine kitaplar okuduysanız daha da zevk alarak okuyorsunuz. Gözünüzde olay ve mekanlar canlanıyor. Yazar her satırı içine işleyerek yazmış, olayları sanki sizde yaşıyorsunuz. Yazarın diğer kitaplarını da merak ediyorum. Mevleviliğin ışıltısı sanki satırlardan fıskırıyor. Son derece yalın ve donanımlı bir kitap. Roman tadında bir biyografi. Herkese tavsiye ederim.