E-Dergi

Bence bu kitabı babası hayatta olanlar okusun. Babalar öldükten sonra söylenen hiç bir söz onların yokluğunu kapatmaya, değerini anlatmaya yetmiyor.

Veysel Karani Hz.nin annesine bağlılığı ve Peygamber Efendimiz (S.A.V.) e olan yakıp kavuran hasreti. Hem o devirde yaşasaydım da ben de Veysel Karani Hz. ile yollara revan olsaydım dedirten, hem de anneme olan sevgi ve şefkatimi bir kez daha sorgulamama vesile olan bu kitap her Müslümanın okuması gereken bir eser olmuş.

Renkleri nedeniyle asırlar boyu insan yerine konulmayan zencilerin, asrın medeni ülkesinde (!) beyaz ailelerin yanında yaşadıkları aşağılanmayı içiniz burkularak okuyacaksınız. Aibleen’in sıcacık anaçlığını ruhunuzda hissedecek, patlamaya hazır bomba gibi olan (haklı olarak) Minny ne zaman ne yapacak diye yüreğiniz ağzınızda satırları okurken kendinizi onun için endişelenmiş halde bulacaksınız. Bestseller olmayı hak eden harika bir kitap.

Paylaşımın güzelliğini, bütünleştirici özelliğini bir hamuru obje alarak başarılı şekilde işlemiş yazar. Bölünmüş ailelerin yeniden bir araya gelmesini, yeni arkadaşlar ve dostlar edinerek hayata tutunmayı, ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmayı konu edinmiş. Güzel bir roman diyebilirim. Ancak çok ama çok fazla ismin kitapta yer alması okuyucuyu yoruyor.

Kitabın içeriği de kapağı kadar iç ısıtıcı. Kapağına bakıp kitap almak gibi bir alışkanlığım yok ama bu kitabın kapağı da ismi de beni cezbetti ve aldım. Aşkı anlatan kitaplarda genelde aynı hisler okuyucuya yansıtılır. Bu kitapta farklı duygular yaşıyorsunuz. Beni en çok etkileyen final bölümü oldu. Son saatlerini yaşayan bir adam ile sevdiği kadın ve kızının buluşması... Kitabın başlarında kaçırdığım bir yermi oldu, acaba başa dönüp okusam mı derken, yazarın ustalıkla anlattığı olayların gelişimi hiçbir şey kaçırmadığımı gösterdi. Karakterler, mekan ve iki ayrı aşk hikayesinin kesişmesi tek kelime ile büyüleyici idi.