E-Dergi

Tezer Özlü okuyanlar bilir ama henüz kendisiyle tanışmayanlar için bu cümlenin derinliği yeterlidir diye düşünüyorum;

"..ve bana geceler yetmiyor. günler yetmiyor. insan olmak yetmiyor. sözcükler, diller yetmiyor. bir an balkona çıkıyorum. güneşin Berlin yapıları gerisinde nasıl batmaya uğraştığını görüyorum. insanlar arabalarını park ediyor. renkli, yeni arabalarını. park ediyorlar ya da hareket ediyorlar. yaşlandıkça insanlarla aramdaki uçurum büyüyor. arabalardaki, uçaklardaki, resmi dairelerdeki, otobüslerdeki, dükkanlardaki, caddelerdeki insanlarla aramdaki uçurum.."

Aslında kitaptan tek bir cümle yeterli oldu okumam için;

"insan; güzelliği, samimiyeti yaşanılmış olanda buluyor. Beyinde veya bedenle olduğu farketmez ama yaşanılmıştan, içine girilmiş olandan doğuyor samimiyet.."

Tavsiye ediyorum.

Anne ve babalar için özellikle de bu alanda çalışan meslek elemanları için faydalı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ailelere yaşanan sorunlar karşısında neler yapabileceğini yalın bir dille ifade eden okunabilir kitaplardan bir tanesi.

Bütün toplum düzenini bir kenara koyup ütopik bir serüvenin iyi edebiyat ile birleştirildiği şahane bir kitaptır. Anne babalıktan tutun da eğitim sistemine kadar farklı bir bakış açısıyla dolu dolu bir kitap yaratılmıştır Aldous Huxley tarafından..

Kitapta kendinizden bir parça bulmanız olası bir durumdur. Yaşadığı toplumla kendi arasındaki farkları fark edenlerin okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Kitapta, yaşadığı çağın ilerisinde olan kişilerin çektiği sıkıntıları ve bu insanların toplum içerisinde yaşama isteksizlikleri sebebiyle bozkırkurdu olarak adlandırılması anlatılmaktadır.