E-Dergi

Yılmaz Güney'i tam olarak anlattığını düşünmüyorum bu kitabın. Daha çok sinemacı yönü ön planda tutulmuş. Nerdeyse bi devlet sanatçısı havasına sokulmuş. Yılmaz Güney düşüncelerinden ayrı değerlendirilemez. (Örneğin Mahirleri Evinde saklaması ve eve gelen polislere karşı hayatımın rolünü oynadım demesi es geçilmiş ne ilginçtir ki)

Bu kitap sıradan bir anı kitabı gibi değil. İnsanı okudukça güldüren çok olay var. Örneğin yayın evinden çıkan kitaplar yasaklandıkça daha çok okunuyor ve bir gün polis gelip boşuna sevinme son çıkartacağın kitap yasaklanmadı diyor. Böyle garip bir ülkenin kitabı.

12 eylül zindanlarında,işkencehanelerinde direnişin nasıl yaşandığını çok ayrıntılı şekilde anlatılıyor. 84 ölüm orucunu da kitapta bulacaksınız. Halk düşmanlarını da göreceksiniz.

Yeni kurulan cumhuriyetin kimlerin sırtından yükseldiğini bu kitabı okuyarak çok net şekilde görebilirsiniz. Kurşunlanan demir yolu işçileri, açlık içinde yaşayan emekçiler ve milli burjuvazi yaratma çabaları...

Türkiyenin ilk sosyalist örgütlenmelerini kuranlardan birisi diyebileceğimiz Şoför İdrisin yaşadığı olaylar tarihi gerçeklerinde göstergesi durumunda. Ve şöyle diyor Şoför İdris, Sen 80 yaşında kafanı yardıracaksın ki gençlerde seni örnek alsın .