E-Dergi

Çıkar çıkmaz aldım ve okudum. Elif Şafak harika bir yazar. Fakat yazdıklarının doğruluğuna inanmıyorum. Osmanlı Sultanları hakkında söyledikleri, Sermimar hakkında yazdıkları gerçekle bağdaşmıyor. AMa dediğim gibi kurgusu ve anlatımı harika. Cihan ile Çota'nın muhteşem hikayesini okurken gözlerinizden yaş gelecektir mutlaka...

Elime aldığımda bırakmadığım nadir kitaplardandı. Çok akıcı bir konusu vardı. Historical türde romanları her zaman sevmişimdir zaten. Kitaptaki erkek klasikti. Çapkın, yakışıklı ve hovarda tipleri her zaman karakter olarak sevmişimdir çünkü sonunda her zaman aşık olduklarını anlarlar. Bunda da öyle oldu. James -yani ana erkek karakterimiz- sonuna kadar aşık olduğunu inkar ediyor ama Sophia, onu her zaman sevilmeye lâyık biri olduğunu göstermeye çalışıyor. İşin içine sırlarda girdiği zaman daha heyecanlı bir hâl aldı ve ben okumaktan çok zevk aldım. Sophia ve James’in aşkı okunmaya değer Hoşca vakit geçirilebilecek bir roman. Ordaki o tutkulu aşkı hissedebiliyorsunuz.

Serinin ilk kitabı Beni Aşka İnandır’ı sevmiştim ama bunu ondan daha fazla sevdim. Yazar çok güzel bağlamış konuyu. Yine karşımızda aşka inanmayan hatta aşka gerek görmeyen bir adam vardı. Ama Clara’yı istiyordu çünkü ondan çok etkilenmişti ama ne tuhadır ki her zaman ki gibi bunun aşk olmadığını düşünen bir ana karakterimiz vardı.Yine de Seger’de en çok sevdiğim hareket her şeye rağmen Clara’ya inanmasıydı. Yanlış anlamalar yoktu. Çeviride çok iyiydi bu konuda Ephesus Yayınları’na teşekkür etmem gerek çünkü çeviriler her zaman iyi olmuyor ama Ephesus’un çevirileri her zaman iyi. Son olarak demek istediğim şu ki; Seger ve Clara kolay unutalacak bir çift değil. Akşam başladım ve gece boyunca başımı kaldırmadan okudum. O kadar okumuşum ki sadece birkaç saat içinde kitap bitmişti. Eğer 1. kitabı okuduysanız 2. kitaba yani Aşkın Kollarında’ya bayılıcaksınız.

Van Dine' ın yapıtları hiçbir psikolojik ve toplumsal etkene yer vermeyen geleneksel İngiliz okuluyla; bu öğeleri göz önüne alan Amerikan okulunun bir sentezidir; ancak S.S. Van Dine romanlarında ilginç husus insanüstü bir varlık olan dedektifin nitelikleridir. S.S. Van Dine'ın kişisel kanımızca talihsizliği edebiyat eleştirmenliğindeki seçmeci yaklaşımından bir türlü kurtulamamasıdır; bunun sonucu polisiye romana yüksek kültür düzeyini yansıtmaya çalışır, işi dipnotlar koymaya kadar götürür; edebi örnekler ve Latince yazılmış vecizeler kullanır.

Her bölüm bir şey oluyor ve Travis özür dilerim, ben berbat biriyim ama değişmeye çalışıyorum gibi kelimeleri sık sık görürsünüz okurken. Ayrıca her sayfada gülümsemenize sebep olan bir etkisi var kitabın. Ben elimden bırakmak istemedim ama bitsinde istemedim. Ufak tefek yazım hataları vardı ama onlarda fazla göze çarpmıyordu. Harika vakit geçirmek istiyorsunuz bence okuyun. Ülkemizde de kısa sürede fenomen haline geleceğinden eminim.