E-Dergi

yazar şizofreni hastası olup bu hastalığından yararlanmayı bilmiş. Çok kısa öykülerden ve şiirsel metinlerden oluşuyor kitap. ince bir zekanın parıltılarını kelimelerle oynayışından ve farklı anlatım tarzından alıyorsunuz. ayrıca öykülerinde kendisinden de kesitler sunuyor gibi geldi bana..

buruşuk gömleklerle dolu dolabım/ çekmecelerimde yırtık defterler/ ışıldayan gözyaşları/aklımda birikmiş yaşam/
yaşamda birikmiş öfke/ nasıl sorusuyla yoğrulmuş ömür/ içim dışım yağmur/ belki de iyi olan bu/ belki de/ zayıflıyor içimdeki neşe/ tozlu masamda uyuyoruz/ gerçek değil ne masa/ ne defter/ ne de uyku/ kıştan mıdır bilinmez/ üşüyor aklım
umut defteri "hayatım değişiyor" yazısıyla başlıyor. Yasemin'in kendisi başlı başına bir önsözdür hayat için. şizofreni ise olsa olsa bir dipnottur onun hayatında diyor önsözde Haldun Soygür. ve ekliyor: "umut defteri yaşamın her anında ve her alanında umutsuzluğa kapılanlara bir şeyler anlatmak isteğiyle dolu..

umarım yazmaya devam eder. kitapta herşey var. kendi hikayesi, neler yaşadığı, ailesi, aynı durumda olanlar ve onlara destek olması ve size seslenmesi... birçok kişinin dikkatini çektiğini düşünüyorum bu kitabıyla.

kitaba bir türlü giremedim. belki fantastik tarzda yazmasına alışık olmadığımdan olabilir Mungan'ın. Ne olursa olsun Murathan Mungan faktörü var. En kısa zamanda tekrar okuyup bakacağım.

latife hanımın yeğeni tarafından yazılmış bir kitap. kitaptaki diğer kişi de fatih bayhan. kitap soru cevap şeklinde gidiyor. fatih bayhan soruyor mehmet sadık öke yanıtlıyor. bu tip kitapların okunması gerektiğini düşünüyorum sağıklı bir karşılaştırma yapabilmek, hangi bilginin doğru hangi bilginin yanlış olduğunu değerlendirebilmek için.

Bunu yazmaya kalkıştım;çünkü hedeflerin farklıydı.Bir kere kadınların yeni bir kültür yarattıklarını göstermek istiyorum, sonra da bu kültürel alt-üst olmanın tarihsel ve toplumsal doğasını tanımlamak.Bunlar genel sosyoloji kaygıları ve böylesi sorunlar karşısında kadınlar erkeklerle aynı durumdalar. Bu çalışmayla,özellikle de "yapacak birşey yok" türü söylemlerden kurtulup, kadınları toplumsal oyuncular olarak -hedeflerini,içinde bulundukları çatışmaları ve kendi varoluşlarının özneleri olma iradelerini ortaya çıkartarak- yeniden keşfetmeyi umuyorum (kitaptan)