E-Dergi

Son zamanlarda okuduğum en iyi psikolojik gerilim! Çok sevdiğiniz karınızın kanser olduğunu öğrendiğiniz de ve sigortanızın onun ilaçlarını karşılayamayacak kadar yetersiz olduğunu öğrendiğiniz de ne yapardınız? Ne kadar ileriye gidebilirdiniz? Başka birinin kimliğini kullanarak evrakta sahtecilik, dolandırıcılık ya da belki cinayet? Kitap duygusal bir giriş yapmasına rağmen sizi boğmadan bir gerilimin içine atıyor. Gerilimden payınızı alırken de ahlaki olarak sorgulamalar yaparak, John ve Ruby'nin macerasında oradan oraya savruluyorsunuz. Akıcı dili, sürükleyici kurgusu ve dur durak bilmeden devam eden aksiyonlarıyla bir çırpı da kendini okutan bu romanı, bu türü seven herkese şiddetle tavsiye ederim!

Kitabın giriş kısmında ''Klasik, romantik, patalojik yönsemeler taşıyan aşk şiirleriyle ülkücü, savaşçı şiirler yan yana.'' diyor Cemal Süreya.. Bence bu cümle kitabı da özetliyor zaten. Ortak tema aşk, sevgi, sevda ama 100 farklı şekilde bize sunulmuş. Şiir seven herkesin okumasını tavsiye ederim.

Bir kadının gözünden anlatılan bu hikaye, oldukça farklı bir kurgu. Tüm mükemmelliğimizin altında neler saklayabildiğimiz, sırlarımız, bu sırlarla yaşamaya nasıl devam ettiğimiz ve her şey tersine döndüğünde bu gizemin ve sırların altından nasıl kalkabileceğimiz ustaca harmanlanmış. Kahramanımız için işler kötü gitmeye, maç seyretmeye giden kocası ve oğlunu kaybetmesiyle başlıyor. Sonrasında ise hikaye kimi zaman öfkelendirip kimi zaman güldürüp sizi içine çekiyor. Ayrıca kitap 'Incerdiary' adıyla da senaryolaştırılıp sinemaseverlerin beğenisine sunulmuş.

Whistle Stop Cafe'nin etrafında toplanan rengarenk insanlar.. İtiraf etmeliyim ki uzun zamandır böyle sıcak bir kitap okumamıştım. Dostluklar, kaybedilenler, barışmalar, küsmeler, acılar, neşe, hüzün, sırlar ve kahkahalar.. Ayrıca dönemin Amerikası’ndan kesitler sunularak da zencilere yapılan ayrımcılık ustaca işlenmiş. Olaylar, basit yada karmaşık olsun, öyle müthiş bir hayal gücü ile harmanlanmış ki, kendinizi hiç çaba sarf etmeden hikayenin tam ortasında buluveriyorsunuz. Tıpkı Ninny'nin anlattığı anılarla Evelyn'nin yeniden kendini bulması ve hayata tutunması gibi. İlk fırsatta okumalısınız.

Not: Roman aynı isimle sinemaya uyarlanmış ve okuduğum kadarıyla son derece güzel yorumlar almış.

Not1: Film setinde kurulan Whistle Stop Cafe halen turistik bir restoran olarak hizmet veriyormuş.

Kitabın ilk bölümünü bitirmeden kitabı bir kenara bırakmazsanız, gerisi kolay. Doğru kelime ne tam olarak bilmiyorum ama kitabın başlangıcı biraz yorucu diyebilirim. Çok ağır ilerleyen bir hikayenin içinde boğuluyorsunuz. İkinci bölümde ve sonrasında ise biraz daha hızlanan olay akışı dikkat çeken bir hal alıyor. İki kız kardeş ve etrafındakilerin değişen dünyaya ayak uydurma çabaları tarih, siyaset, aşk, tutku gibi geniş bir yelpaze ile önünüze seriliyor. Ancak yoruculuğu, ağır işleyişi ve askıda kalan sorularıyla tanıtımlarında yapılan övgüler kadar tat vermedi Araf bana.