Toplam yorum: 3.083.740
Bu ayki yorum: 3.422

E-Dergi

Nihal Yurtseven Tarafından Yapılan Yorumlar

20.09.2017

Aytmatov, Cemile ve Danyar'ın hikayesini Küçük Seyit'in ağzından anlatıyor bizlere. Daha ilk satırlardan itibaren o masalsı anlatımı sizi etkisi altına alıyor ve kitap bitene kadar da etkisinden kurtulamıyorsunuz. Kelimelerin yalın halini kullanımı o kadar samimi ki, betimlemeleri adeta şiir tadında. Bence okumazsanız çok şey kaçırırsınız. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
20.09.2017

Açıkça söylemek gerekirse kitaba ilk başladığımda biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Bazı diyaloglar bana biraz Amerikan dizilerini anımsattı. Ama sonra konusu beni içine almayı başardı ve son 50 sayfada hiç bitmesin istedim. Özellikle Çapa Kemal'in hikayeleri ve Tolga ile olan diyalogları çok keyifliydi. İçerisinde yer yer toplumsal mesajlar vermesi de ayrıca güzeldi. Fatih Kaynarca'nın okuduğum ilk kitabı ve kalemini de gayet başarılı buldum. Kitabın konusuna gelince; biri sosyoloji biri de edebiyat bölümünden mezun olan iki ev arkadaşı, bir AVM'de maskotluk yapmaktadır. Ancak iki arkadaş bir akşam balık restaurantına gitmeye karar verir ve hayatlarında tuhaf ve ilginç denebilecek olaylar başlar. Kimi zaman üzülerek, kimi zaman kızarak, kimi zaman da şaşırarak okudum. Kitap güzel ters köşelerle ve sürprizlerle dolu. Zaten hayat da öyle değil midir? Eğer merak ediyorsanız Maskotlar Mıntıkası'nı mutlaka okuyun derim. Hayata bir de bu iki gencin gözünden bakmayı deneyin bence.
20.09.2017

Nerden başlasam nasıl anlatsam bilemedim aslında. Kitap bitti ve yeni kitaba başladım ama hâlâ etkisinden kurtulamadım açıkçası. Kürşat Başar'ın programlarını seyretmiş olmama rağmen kalemiyle ilk defa tanıştım ve bence iyi de yaptım. Roman tek kelimeyle mükemmeldi. Gerek kalemi gerek kurgusu itibariyle oldukça sürükleyiciydi. Elinizden bir an bile bırakmak istemiyorsunuz. Ayrıca dönem kitabı ve biyografik roman olması da beni çok sevindirdi.
Kitabı okurken aklımdan hep "Fikrimin İnce Gülü" şarkısı geçiyordu. 50'li ve 60'lı yıllarda yaşanan bu hüzünlü ve yasak aşka bence siz de tanıklık etmelisiniz. Eski aşkların ne kadar naif, fedakâr, saf ve temiz olduğunu bir de Kürşat Başar'ın kaleminden okumalısınız derim.
20.09.2017

Büyük üstad Aziz Nesin'in, 1948 yılında 10 ay hapis yattıktan sonra Bursa'ya sürgün edilişi ve Bursa'da sürgünde kaldığı sürece başından geçen ve yaşadığı trajikomik olayları konu alan anılarından derlenmiş harika bir kitap bence. Dönemin şartlarına da ışık tutması açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Okurken bizleri her ne kadar güldürse de aslında düşündüğümüz zaman bir insan için ne kadar zor zamanlar olduğunu anlamamak mümkün değil. O dönemlerde muhalif bir yazarın ne sıkıntılar çektiğini ve ülkedeki insanların sürgünlere (özellikle de bu sürgünler yazar ise) olan tutumlarını merak ediyorsanız bence bu eser tam size göre derim.
31.07.2017

Sevdiklerimizi ne kadar iyi tanıyoruz? Gerçekten tanıyor muyuz ya da tanıdığımızı mı sanıyoruz? Ya da sevgi gerçekten bizim sandığımız şey mi?
Gerçekten harika ve etkileyici bir hikaye. İnsanı kendi iç yolculuğuna çıkarıyor. Tabii bunu yaparken hayatla ilgili birçok şeyi de sorgulamamızı sağlıyor.
Julia, Amerikalı bir anne ile Burmalı (Birmanya ya da bugünkü adıyla Myanmar) bir babanın 2 çocuğundan biri. Julia' nın üniversiteden mezun olduğu ertesi günde babası ortadan kaybolur. Babasının ortadan kaybolmasından 4 yıl sonra annesi Mi Mi adında bir kadına yazılmış bir mektup bulur. Julia mektubun üzerindeki adresi takip ederek babasından bir iz bulabilmek umuduyla Burma' nın Kalav şehrine gitmeye karar verir ve burada U Ba adında biri 4 yıldır Julia' yı beklemektedir babasının hikayesini anlatmak için.