Toplam yorum: 3.086.294
Bu ayki yorum: 5.981

E-Dergi

omerd. Tarafından Yapılan Yorumlar

31.03.2006

Terör konusunda uzun yıllardır çalışan bir isim Emin Gürses. Şu veya bu şekilde,bütün terör örgütlerinden isimlerle irtibata geçebilen birisi..Kitabın dokuzuncu sayfasındaki Sunuş bölümündeki şu sözler bu yönüyle manidar ve kitabın gerçekliğine de delil:

“…1984-1995 yılları arasında bu örgütlerin açık veya özel çalışma,bilgilendirme,sohbet toplantılarındaki konuşmalarından,açıklamalarından aldığım notlar,edindiğim izlenimler önemli oranda bu çalışmanın alt yapısını oluşturmuştur.”

“Ayrılıkçı Şiddet Örgütlerinde Örgütlenme Süreci” başlıklı,19-25. sayfalarda bulunan yazıda zikredilen üç terör örgütünün oluşum süreçlerindeki ortak-ve bazen istisnai-yönler ortaya konuyor.

Daha sonraki bölümde IRA(İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu);tarihi gelişimi, Katoliklerin eşitlik talepleri,IRA’nın bölünmesi,çatışmaları önleme arayışları,açlık grevleri,Protestan şiddet örgütleri,IRA terörünün mali boyutları,çözüm ünündeki engeller,başlıklı alt yazılarla inceleniyor(Sayfa:25-55)


Aynı şekilde ETA(Bask Ülkesi ve Özgürlük);tarihi gelişim,ETA’nın doğuşu,Kilisenin Rolü,Diğer örgütlerle dayanışma kararı,Franco rejimine karşı işbirliği çabaları gibi alt başlıklar,57 ile 80. sayfalar arasında incelenmekte…

Kitapta en uzun bölüm,”hainler,kansızlar topluluğu” pkk için ayrılmış..Bu bölümde;terör örgütünün tarihsel gelişimi,şiddet dönemine geçişi,uluslar arası gelişmelere ayak uydurma çabası,mali kaynakları,ittifak anlayışı,ayrılık(!) isteği,şiddete bakışı ve geleceği(!) incelenmiş..(Sayfa:81-113)

Üç terör örgütün anatomisi incelendikten sonra;”Devletin İşlevleri” ve “Barışçı Çözüm Yöntemleri” başlıklarıyla,mezkur konular hakkındaki düşünceler sunuluyor…

Sonuç’tan sonra:”Ayrılıkçı Terör ve Uluslararası Sistem” başlıklı bölümle olaya bu perspektiften bakılmakta..

Kitaptan:

“…Bu üç örgütün en temel ortak argümanları ise kendi halklarının sömürgeleştirildikleri, bu nedenle ulusların “kendi geleceğini tayin etme hakkı”nı(self-determination)talep ettiklerini ve bu hak için mücadele verdiklerini ileri sürmeleridir.(S:14)
05.03.2006

Kitaptaki birtakım bölümler, güncel olayların değerlendirilmesine yönelik olduğundan, bu bölümlerin ”her dem taze” olarak kalmaya devam etmeleri zor görünmektedir. Zira bazen değerlendirmeye tabi şahıslar,bazen olaylar “anlık” kalmakta… Ancak günceli yakalamaya yönelik yazılarda bile Alatlı’nın perspektifi, olayın hiç görülmeyen boyutlarını sergileme yönüyle farklılığını korumaktadır. Bu da kitapta alışılmış Alatlı tarzının, her zaman olduğu gibi tutarlı şekliyle “ayrıcalığını” yansıtmakta, bu yönüyle Alatlı okurları/severleri için okunması gerekli bir kitap olduğu sonucunu doğurmaktadır.

Kitap okunurken, Alatlı’nın temelsiz fikirler yerine, “bilgi temelli fikirler” dusturuyla hareketine, alışılmış olduğu üzere hep rastlanmaktadır...

Bu yönüyle özellikle kitabın sonlarında yeralan “Barış, Hakikat ve Adalet Adına - Orhan Pamuk’a Açık Mektup” isimli dört bölümlük yazı öne çıkmakta.. Ermeni Soykırımı iddialarına, belki de bugune kadar hiç yapılmamış / gündeme getirilmemiş şekilde tarihsel perspektif göz önünde bulundurularak yaklaşmakta Alatlı… ( Sayfa 135-162)

Yine çok tartışılan “Ökümenik” - “Bartholomeos” konusunda yazılan; “Ortodoks Kilisesinde Ökümenik Patriklik Olmaz” (Sayfa 21) ve “Helenizm Başka,Ortodoksluk Başka” (Sayfa 123) başlıklı yazılar, olayın tartışmalar sırasında bir kez olsun gündeme gelmemiş yönlerine değinmekte…

Kitabın genelinde, Alatlı’nın müzmin derdi “kavramlar/kavram karmaşası” üzerinde yine durulmakta, aydın görevinin gereği “Alatlı kararınca” yorumlar getirilmekte… Zaten “Hayır”lara sebep de bu “kavramsızlaştırma”, bu “çarpıtma”, bu “kültürel iğdişleştirme” çabalarına karşı;onurlu gururlu duruş…