E-Dergi

Cengiz Aytmatov'un her zamanki gibi büyüdüğü coğrafyanın zor koşullarına ve bu koşulların sancısını hep kadınların çektiğini bize anlatırdı. Bu kitapta da yine kadınların sancılı yaşamlarını ve bu küçük coğrafyadaki efsanenin küçük çocuğun zihninde masalsı ilerleyişini okuyucuya sunuyor.

İki saatte bitirdiğim, başından sonuna kadar merakla okuduğum, her bir satırı dolu dolu olan bir kitap.

Sanırım bir çocuğun dilinden ancak bu kadar masum, dürüst ve yalın olabilirdi.

Kitabı bitirdikten sonra adı geçen bütün eserleri gezme sözü verdiren kitap. Hem sürükleyici hemde inanılmaz tarih bilgisiyle okurken aynı zamanda da öğretiyor. İstanbul'a bir kez daha aşık oluyorsunuz.

Neyle yansın Yunus Emre? Erenlerin kapısında köle olurken mi yansın Allah aşkıyla, yoksa heybesinden kokusu gitmeyen Sitare'nin acısıyla mı?
iskender Pala'nın en naif kitaplarından bir tanesi yalnızca...