E-Dergi

Ah seksenler! Yaşayanlar kadar, dinleyenlere de "Vay be" dedirten acı tatlı anılarla dolu yıllar. Yaşı şimdilerde 40'ların üzerinde olanlar, kendi çocukluklarını, çocuklarına resmetmek isterlerse birlikte okusunlar...

Bu çalışma serisinin 80'lerde çocuk olmak isimli kitabını da aynı keyif ve duygusallıkla okudum. Türkiye'nin ve dünyanın en ilginç, hızlı değişen, hatta bazılarına göre kayıp neslin yılları dedikleri bu zaman dilimlerini Türkiye'de bizzat yaşamış kişilerin canlı öykülerine dalarak tekrar yaşatan bir çalışma. O yılları yaşayanlar kadar yetişemeyenleri de sracak sıcacık bir dünya oluşturacak...

Ne denir ki... çok güçlü bir Sebahattin Ali yapıtı. Kişisel bir hatıra defterinin öncesi ve sonrası şeklinde ikiye bölünmüş gibi bir anlatı içinde; her ikisi de ayrı akış ve çekicilik içinde...

Küçük hacimli ama uzun etkili bir eser. Kahramanın kendisiyle rekabet içinde giriştiği zihin oyunu mücadelesi aslında hayata tutunduğu çıkış noktası olmuş. Bu çıkış noktası üzerinden hem bireysel olarak dönem insanının hem de kıta Avrupa'sının dönemsel resmi gözler önüne serilmiş özetle...

Bu sayıda ben fakirin de bir öyküsü yer buldu. Tam bir arşiv sayısı olan bu sayıda yer almak büyük şans oldu açıkçası...