E-Dergi

İlk kez 1940 yılında yayımlanmış olan bu eser günümüzde hala çok okunan ve 60 yılda bile insanların içinde kendinden bir şeyler bulmasını sağlayan bir bakış açısıyla yazılmış.

Okurken aklımın bir köşesinde Platon'un Devlet'inde olduğu gibi iyi ve kötü çatışmasını sık sık yaşadım. Zıtlıklar üzerin kurmuş olduğu eserinde dili çok canlı ve akıcı kullanmış olması okuyucunun kendini o sokaklarda bulmasını sağlıyor.

İçinde insan kendi karakterini, duygularını, sözlerini bulduğu gibi yine aynı anlarda kendini kaybedip çıkmaz bir sokağa girmiş halde bulabiliyor. Türk Edebiyatı açısından bir cevher niteliğinde olan bu eser her kütüphanede yer aldığı gibi hem de genç dimağlara açıklanarak anlatılmalı.

Yazarları içerisinde bugün lisans umarım ileride yüksek lisans hocalarımdan birinin de bulunduğu bu eser,
özellikle Türk Dili ve Edebiyatı bölümü ve Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği alanı öğrencileri için asli bir kaynak kitap. Alanının uzman isimlerinin bir araya gelerek oluşturduğu bu el kitabı halk edebiyatı üzerine çalışma yapmak isteyen akademisyenlerin, lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrencilerin sıklıkla başvurduğu kaynak bir eser.

Akçura'nın Osmanlı devrindeki fikri akımları eleştirdiği bir eseri

üslubu çok akıcı ve hicvi yönü çok kuvvetli bir eser.

kitabı okuduktan sonra filmini izlemiştim ama kitabının yarattığı damıtılmış duygu dünyasının etkisini veremedi. Kesinlikle herkesin okuması gerektiğine inandığım bir klasik..