Toplam yorum: 3.085.417
Bu ayki yorum: 5.102

E-Dergi

şaban öz Tarafından Yapılan Yorumlar

20.02.2002

Hüdayi Dilbaz'ın itirazına cevap:Kur'an'daki Peygamber tasavvuru ile "Rivayet edilir ki,Allah kendi nurundan bir parça aldı.Daha gökler,yer,arş,kûrsî, cennet ve cehennem yaratılmadan 324 bin sene önce, o nurdan Muhammed(a.s)'ın ruhunu yarattı.Onun için ruhanî bir şekil var etti.Sonra bir ağaç yarattı.Ona yakîn ismini verdi.Muhammed(a.s)'ın ruhunu bu ağacın üzerine koydu.Ruh, ağacın üstünde 40 bin sene Allah'ı tesbih etti..."(Aziz Mahmud Hüdayi,Alemin yaratılışı..,51-52) şeklinde ki peygamber tasavvuru arasında nasıl sıkı bir ilişki kurulabilinir anlamak mümkün değildir.Şayet ben böyle bir ilişki kuramadıysam -ki öyle söyleniyor-bunun için sadece Allh'a şükrederim. satırların devamını yazmaya herhalde gerek yoktur.Burada şunu belitmeliyim ki benim itirazım Aziz Mahmud Hüdayi'nin şahsına değil kitabına aldığı rivayetlere veya düşüncelerinedir. "Tarihselcilik illetiyle mâlûl" olma eleştirisini ise her şeyden önce müslüman bir bireyin bilmeden veya bilerek iftira niteliğinde yapmış olduğu bir suçlamadır ki bunu kardeşime yakıştıramadım.Allah'ın ayetlerine "bunun devri geçti" demekten de yine o ayetlerin sahibine sığınırım.Tarihselcilik illetinden daha muzır bir illet vardır ki o da kişiler kutsallaştırmak, onlara yanılmazlık atfetmektir.Bu öyle bir hastalıktır ki kişiler(Şeyhler,abiler,hacı anneler..)Kur'an'ın rağmına yanılmazlık kisvesine büründürülürler. Bunun da İslâmî litaretürdeki karşılığını kardeşim gayet iyi bildiğinden emin olduğum için buraya yazmıyorum. Mucize meselesine gelince;Resul(sav)'e birçok mucize atfedilmiştir.Kur'an'da Peygamber'in bir beşer olduğu[Kehf,110;Fussilet,6;Yunus,49;Cin,21;Enam,50;İsra,93]ve müşriklerin mucize isteklerinin geri çevrildiği[İsra,89-93;Hicr,6-8,14-15;Ra'd,7-32;Enam,8,37,109-111,158;Furkan,7-8;Kasas,48;Enbiya,5;Tâhâ,133;Şuara,4-8;Ankebut,50-51;Mülk,25-26;Al-i İmran,190;Bakara,118,164;Nisâ,153; Niçin Peygamberimize mucize verilmediği konusunda bkz.Araf,101;İsra,59;Saffat,11-14]sık sık vurgulanmasına rağmen Resul(sav)için öyle özellikler anlatılmıştır ki[önünü nasıl görüyorsa arkasını da öyle görmesi,sesinin kimsenin sesinin ulaşamayacağı yerler ulaşması,kimsenin işitmediğini işitmesi,kimsenin göremediğini görmesi, bevl ve atığının toprak tarafından içeri alınması,boyunun yanındakinin boyu kadar uzaması vb.]onun beşer olma özelliğini tamamen iptal mahiyetindedir.Hz. Peygamber(sav)için söz konusu edilen bir takım mucizelerin diğer Peygamberlerle bir kıyaslama neticesinde ortaya atıldığı kanaatini taşıdığımı da belirtmeliyim.En büyük ilâhî mucize olan Kur'an-ı Kerim ilk nazil olduğu şekliyle elimizde dururken Resulullah(sav)'i bir fazilet yarışına sokmak onun kadrine bir şey eklemeyeceği gibi aksine onun örnek olarak sunulan yüce ahlakî seciyesine,risaletine ve davasının muzafferiyeti için vermiş olduğu mücadelesinin büyüklüğüne gölge düşürmektedir.Zira adım başı mucize gösteren, en ufak bir sıkıntı çekmesine gerek kalmayan orduları bir avuç çakıl taşıyla imha edeblen bir Peygamber'in örnek alınabilmesi bir hayli güçtür.Herşeyden önce Resulullah(sav)'in karnına taş bağlayacak kadar acıkabilen, dişleri kırılacak, zırhının çengelleri vücuduna batabilecek kadar savaşabilen, dostlarının vefatına ağlayacak kadar üzülebilen, kısacası her türlü beşerî sıfatlarının öne çıkarılması gerekir ki işte o zaman gerçek manada örnek alınması mümkün olabilir.Kimse kusura bakmasında Kur'an'ın "bizi sana mucize vermekten engelleyen daha öncekilerin onları yalanlamasıdır" dediği yerde birilerinin kalkıp Peygamber'in mucizelerinden bahsetmesinin Kur'an'dan ve Peygamberin gerçek sünnetinden başka rehberi olmayan bir müslüman için ne kadar değeri olabilir. Burada kendimize şu soruyu sorsak herhalde başkasına "illet tedavisi" tavsiye etmekten daha hayırlı olur;Bizim için bağlıcı olan Kur'an mı yoksa hatadan arî olmayan beşer mi? Cevap Kur'ansa mesele yok. Yok ben şahısları da önemserim derseniz o zaman tedaviye benden çok sizin ihtiyacınız var demektir ki benim Allah yardımcınız olsun demekten başka sizin için yapabileceğim bir şey yoktur.
12.02.2002

Aziz Mahmud Hüdayi'nin eseri her ne kadar Tasavvuf eğilimli bir eser olması hasebiyle toleransla içeriği kabul edilebilirse de konu Hz.Peygamber'in hayatı olunca bu müsamahaya yer olmayacağı açıktır.Kitabın içerisinde Kur'ân'ın betimlediği Peygamber anlayışından tamamen uzak bir çok motifler vardır ki kur'ân ve tarihsel gerçeklik bağlamında bunları onaylamak mümkün değildir.Tasavvuf'a bu açıdan yaklaştığımız zaman onun İslamî boyutunu tamamen iptal etmiş oluruz.Peygamber'in bu şekilde beşer üstü bir efsanevi kimlikle tanıtmak günümüz insanını tatmin etmekten ziyade dinin akıl ve mantık dışı olduğu konusunda onlara gerekli malzemeyi sağlamaktan öte hiç bir kıymeti olmayacaktır.Ancak kitaba tarihi persfektifde kültürün dini yorumla üzerine katkısı olarak ele alırsak o zaman kitabı bin bir gece masalları türü bir eser olarak kabul edebiliriz.