E-Dergi

Avrupa ülkelerinin egemenliğini yalnız savaş ve coğrafi etkilere bağlıyor. Avrupa kültürünün felsefe, bilim geçmişinden bahsedilmiyor. Turnuva teorisine çok bel bağlanmış, yazar bu teori ile popüler olmak istemiş gibi ama başarılı olduğu söylenemez. Kitap konuya sığ bir bakış açısı getirmiş. Ayrıca kitabın adında neden değil de nasıl sorusunun olması gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizdeki Norveç algısı malumdur. Bu kitapta görüyoruz ki insanlığın kaygıları her yerde ortak. Yalnız, soyutlanmış insan nerede olursa olsun benzer duygular yaşıyor. Norveçli bir lise öğretmeni ile ülkemizdeki ortalama bir lise öğretmeninin düşünceleri ve kaygıları son derece benzer.
Yazarın içsel ve insan ilişkilerini irdeleyici anlatımı benim edebi zevkime çok hitap ediyor.

Türk edebiyatının 'pop' eserlerinden biri. Müzik olanında olduğu gibi. Birtakım mecazlar süslü cümleler kullanma çabası ve zorlamasından ibaret bir roman. "Solgun yapraklar. Karıncaların ayak sesleri. Tütsülenmiş rüzgar. Gecenin kokusu. Lodosun kırbacı. Karanlık erimiş şeker gibi yapış yapış her yeri kaplamış. Kurt Cobain. Jazz plağı." Yazar daha ne kaşar klişe olabilir bilmiyorum,birilerine ve bir tarza çok fazla öykünmüş.
Hafızasını yitirmiş insan zaten başlı başına ne kadar yaratıcı bir fikir.

Nazım in ataları çok ayrıntılı ve güzel anlatılmış. Bunun dışında Nazım in hayatına ilişkin diğer biyografilerde bulunmayan, yazarın kendi arşivinden bilgiler yer alıyor. Bu nedenle Haluk Oral in Orhan Veli kitabından geride kalan bir eser olmuş. Kitabın başımı düzenlemesi harika. Haluk Oral in anlatımı da bana çok akıcı ve olması gerektiği gibi geliyor.

Sosyalleşememe, kararsızlık, düşünme, daha çok düşünme, kendini dinleme, gençlik buhranları üzerine bir anlatı. Benimle benzer sorunları yaşıyor Selin. Bir çok gencin dile getirilmeyen büyük hüznü.