E-Dergi

Dili oldukça güzel ve yazılanlardan okuyucunun etkilenmemesi mümkün değil. Okurken kendinizi kitabın içinde bulabileceğiniz bir kitap Sevdalinka...

Akıcı bir kitap olmakla birlikte popüler kültüre hitaben yazılmış olmasının onu unutulmaya iteceğini düşünüyorum. Kitabın yarısını aşkın okudum ve ilk 20 sayfadaki felsefi bilgiler dışında bana hiçbir şey katmadığını farkettim. Belki biraz daha geniş bir bakış açısı sağlayabilir insana. Zar adam olmak ya da olmamak tartışmasından ziyade kitabın boşluğu ve okuyanı dilin sadeliği ve gündelik yaşamla alıp götürmesi var bu kitapta.

Kitap daha ilk birkaç sayfasından itibaren okuyanı alıp götürüyor. Bilmemiz gereken, bilmediklerimizin içine sürüklüyor. İnsanın her yerde insan olduğunu, zulmün, işkencenin, psikolojik yıkımın ve bir milletin onurlu direnişinin akıcı bir dille anlatılması var bu kitapta.Nevzat Hatko'nun çevirisi ve önsözü de takdire değer.

Kitap Orhan Pamuk'un kullandığı dil nedeniyle biraz ağır ilerliyor. Her cümlesi sanat kokuyor ki ben bu durumdan oldukça memnunum. Yalnızca yazarın kitabın son kısımlarında okurla yazar arasına girmesi bir anda kitabın büyüsünden sıyrılmanıza neden oluyor. Yazar da kendisi araya girerken ne yaptığının bilincinde ve okuyucuya da bunu bildiriyor. Kurgu oldukça sağlam. Dil gayet güzel işlenmiş. Daha ne denilebilir ki?

Gerçekten bir dünya klasiği olmayı fazlasıyla hakeden bir eser. Martin Eden büyüleyici bir çekicilikte insanı kendi içinde kaybediyor. Ondan öğrenilecek çok şey var. En az "Vahşet'in Çağrısı" veya "Beyaz Diş" kadar tanınmayı ve okunmayı hakeden bir kitap, bir baş yapıt. İlham verici...