Toplam yorum: 3.078.224
Bu ayki yorum: 5.102

E-Dergi

Ahmet Erdemli Tarafından Yapılan Yorumlar

06.02.2010

Dan Brown'ın kitapları yaratıcılık,merak uyandırma,sürükleyicilik konularında hakikaten başarılı ama abartıya kaçma, bazen iyiden iyiye saçmalama konularında da eşi benzeri yok.Örneğin Melekler ve Şeytanların finalinde Robert Langdon'ın bir helikopterden paraşütsüz atlama kısmı vardı ki okuduklarıma inanamamış,yazar okurlarla alay ediyor diye düşünmüştüm. Melekler ve Şeytanların filmini yapanlar da aynı fikirde olmuş olmalı ki filmde bu kısmı değiştirmişlerdi ve iyi de etmişlerdi. Şimdi gelelim Dijital Kale'ye. Öncelikle Da Vinci Şifresi ve Melekler ve Şeytanlar'dan oldukça farklı bir konuyu ele almış bu kitabında. İyi de etmiş.Sıkılmadan, kolaylıkla okunan bir kitap.Dijital Kale'de de yer yer abartı ve saçmalama katsayısı yükseliyor. Buna takılmazsanız hoşa gidebilecek bir roman. Ancak, Dan Brown'ın kitaplarında beni rahatsız eden bir taraf var. Hep benim kazanmasını istemediğim taraftan romanlarını yazıyor ve çok koyu bir ABD milliyetçiliği yaparak eninde sonunda ABD'nin bugünkü dünya düzenindeki yerini pekiştiren, onaylayan sonuçlara ulaşıyor.Kitaplarını okurken Melekler ve Şeytanlar'da keşke Vatikan ve katolik karşıtları, Dijital Kale'de de keşke NSA'in karşısında yer alan Ensei Tankado ve EFF gibiler kazanabilseydi diye içimden geçirdim ama Dan Brown içinde yaşadığı ve kendini yaratan sisteme ihanet etmiyor, hafif eleştiriler yapmaktan öteye geçemiyor ne yazık ki...
29.01.2010

Dennis Lehane'in kitabını filminin yapıldığını öğrenince, film gelmeden hemen okumak istedim ve okudum.Öncelikle film yapmaya çok uygun bir kitap olduğunu belirtmeliyim. Yalnız sanırım kitabın çevirisinin iyi olmaması nedeniyle beklediğim kadar iyi bulmadım. Konu oldukça iyi olmasına ve yazarın daha önceki kitap ve bunlardan yapılan filmlere bakınca bu kitap çeviri kurbanı olmuş gibi geldi bana.Filmini Martin Scorsese yönetiyor ve Teddy'yi favori oyuncusu Leonardo Di Caprio oynuyormuş.Gösterime de bu yılın Mayıs ayında girmesi bekleniyormuş.Filmini daha çok beğeneceğimi sanıyorum.
02.01.2010

Kitabı yeni okudum.Buradaki yorumları da bitirdikten sonra okudum.İyi ki öyle yapmışım.Önce yorumları okusaydım kitabı hiç okumazdım herhalde.Geniş bir hayalgücü,kışkırtıcı,rahatsız edici ve düşündürücü bir kitap.Okunmalı mı evet.Kitapta katılmayacağınız,tasvip etmeyeceğiniz çok şey olabilir, bu da normal.Çünkü karşınızda normal olmayan bir kitap var.Düşüncelerinin,hayallerinin sonuna kadar giden hiçbir toplumsal veya ahlaki kurala kendini bağlı hissetmeyen, yaptıklarından pişmanlık duymayan, kendi içinde tutarlı ama dışardan bakanlar için deli,şizofren ne derseniz deyin anlaşılması zor bir tip.Rhinehart aslında kendi toplumunun iki yüzlülüğünü bir ayna tutarak acımasızca eleştiriyor.İnsanlığın gerek doğuda olsun gerekse batıda olsun ulaştığı tüm düşünce ve inanç biçimlerini yerle bir ediyor.Sufizmde de var olan hiçlik mertebesine ulaşmayı kendi bulunduğu çevrede herşeyi deneyerek kendisini bölüp,parçalayıp yok ederek yapmaya çalışıyor.Bunu ahlaki,insani yollardan giderek ya da çeşitli ailevi,toplumsal kaygılar güderek değil; tam tersine herşeyi ve kendini yerle bir ederek yapıyor.Aşırılıklarına destekçiler de buluyor.Doğru olan gerçek olan nediri bugüne kadar yapılan sorgulamalardan tümüyle farklı bir şekilde yapıyor.Yani, bir nevi ezberleri bozuyor.Her ezber bozan gibi toplumdan çok büyük tepkiler de alıyor.Kısaca,okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap. Yalnız kitabın sonlarında bir örnek var.Bu örneğin aynısını yeni okuduğum OSHO'nun Farkındalık kitabında da okumuştum.Rhinehart bu örneği zar çocuk adı altında aynen kitabına almış.Deyim yerindeyse çalmış.Belki bunu da yapmasını ona zarlar söylemiştir.
21.12.2009

Günümüz toplumlarında seksin nasıl anlaşıldığı ve toplum ve din adamları tarafından tüm yaşamımız boyunca nasıl baskı altında tutulduğumuzla ilgili saptamalar ve gözlemler ilginç.Daha ilginci OSHO'nun normal bir insanın seksle ilgili arzularının en fazla 42 yaşına kadar sürmesi gerektiği bu yaştan sonra devam etmesinin normal olmadığını söylemesi.Batı toplumlarındaki sürekli cinsel uyarıcılar nedeniyle insanların yanlış bir şekilde ilerleyen yaşlarında bile seks duygularını yanlış anlayıp,yönlendirerek yaşatmaya çalıştıklarını vurguluyor. Söylediklerini doğru anlasak bile günümüzde büyük şehirlerde bu kadar çevresel faktör altında uygulamak pek mümkün değil.Seksin aslında tanrıya ulaşan bir meditasyon olduğunu vurguluyor.Farklı düşünme şekillerini anlamak için okunabilir.
07.12.2009

OSHO'nun okuduğum ilk kitabı.Oldukça yoğun bir kitap.Etkileyici,düşündürücü kısımları çok.Dinler ötesi açıklamalar ve düşünceler var.Zaten Hindistan'ın geçmişine bakarsak daha hiçbir peygamber ve dini metin çıkmadan da bu insanlar yaşıyorlar ve birşeylere inanıyorlardı.Dinde ve sufizmde söylenenlerden daha farklı daha fazla şeyler söylüyor OSho.Yalnız örnekler anlatırken Nasreddin Hoca'dan örnekler veriyor.Bizim Nasreddin Hocayı tanıyor,biliyor olamaz herhalde.Sanırım çevirenlerin azizliği.Ya da Hintlilerin Nasreddin Hocası diye tanımlanabilecek birine karşı bu ismi kullanmışlar ama biraz yadırgadım.OLmayan birşeyi metne ilave etmişler gibi geldiği için biraz rahatsız edici buldum.Kitabı okumanızı ve üzerinde düşünmenizi öneririm.