Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

Emülay Dagkesen Tarafından Yapılan Yorumlar

17.08.2021

Anlatım tarzı ve işlenen konular olarak ele almak gerekirse Livaneli'nin bu konuda ne kadar özgün olduğunu hepimiz biliyoruz."Kardeşimin Hikayesi" kitabında Hitler zulmünden kaçıp Türkiye'ye sığınan Yahudiler anlatılmıştı.Bu kitapta ise Ezidiler ele alınmış.Yıllardır çektikleri eziyetler, inançlarına dair doğru bilinen yanlışlar, mülteci kampları, IŞİD zulmü, tapınakları, kutsalları, haramları... Bilmediğim birçok şeyi öğrendiğim ve genel kültür yönünden doyurucu bir kitaptı. Bitirene kadar soluksuz okusam da sonu beni pek tatmin etmedi ama buna rağmen kesinlikle okumaya değecek bir kitap
17.08.2021

Kardeşime aldım sınav senesinde çok yardımcı oldu. Bu yayınevinin diğer kitaplarından da memnun kaldık. Tavsiye ederim.
17.08.2021

1935'te başlayıp 1948'e kadar devam eden, bir kısmı eşi Aliye Ali'ye yazılmış, resmi dille başlayan sonra aşka daha sonra da hasrete dönüşen mektuplar; bir kısmı ise biricik kızı Filiz Ali' ye yazılmış sevgi dolu sıcacık mektuplar... Eşine Arapça, kızına ise Latin alfabesiyle yazdığı mektupların orijinalinin de yer aldığı bu kitapta satırları okurken saf ve masum sevgi sizi de saracak ve belki de bu güzel adamın bu güzel ailesinden koparılışına bir kez daha içerleyeceksiniz.
Beni en çok etkileyen kısım ise Sabahattin Ali'nin türlü türlü dertlerle boğuşurken, hapisteyken bile ailesinin sorumluluğunu taşımaya devam etmesi, umutsuzluğa düşmeyip kederini ailesine yansıtmaması oldu.
Bir yazar olarak tanıdığımız Sabahattin Ali'yi kalbi aşkla dolu bir eş ve ruhunu evladına adamış bir baba olarak da keşfetmeye ne dersiniz?
Şimdiden keyifli okumalar
17.08.2021

Sabahattin Ali hakkında yazılmamış bir şey var mı bilmiyorum. Onun kaleminden çıkıp da beğenmediğim bir eseri yok. İyi ki okumuşum.
17.08.2021

Evlerde bulunan ve sizin her anınızı görüntü ve ses olarak kayda alan, gece gündüz sürekli nefret propagandası yayınlayan tele-ekranlar,partinin izin verdiği kişilerle sadece çocuk yapıp nüfusu artırmak amaçlı kurulan evlilikler,partinin ideolojisine göre büyütülüp,yeri gelince kendi anne-babasını ihbar eden çocuklar,baskı ve yasaklarla sindirilmiş bir halk,eşitliği savunan yönetimin halkıyla arasındaki uçurum..Ve bana göre tüm bunlardan daha kötüsü sürekli değiştirilen geçmiş ve dil. Bir halkın düşüncelerine müdahale edip içeriden yıkmak istiyorsanız dile saldırmanız yeterli.Çünkü sadece sizin belirlediğiniz kelimelerle konuşan bir halk,sadece sizin istediklerinizi düşünecektir.
Halk sanki bir uykuda gibidir.Bir kişi hariç...Winston tüm bunları fark edip düzene karşı çıkmak ister ama daha beter bir şeyle karşı karşıya kalır:Henüz eyleme geçmemiş düşüncelerinizi bile bilen "Düşünce Polisi" yle.
Son Gezdikleriniz
Kendim Olmaktan Mutluyum