E-Dergi

"Ruhumda ki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimseni onları çözecek kadar ince tırnakları yok." diyerek Gordion Düğümüne mi atıfta bulunmuş ne. Kitap aralarında nedense başka şeylere atıflar arıyorum, olmalı gibi geliyor bana.

güzel olmuş, tavsiye derim.

ahhh Lev Troçki dedirten kitap. Komünistde olsan, kapitalistte olsan, liberalde olsan insan oğlu çiğ süt emmişdir. Menfaat esaslı devrim olmazı anlatan, burjanın sıra eşitliğe gelince özgürlük diye ağlaması gibi bir şey. Birde Çarlık zamanında bozkırda yaşayan bir çiftçinin biografisi gibi bir eser olsa da ( ben bilmiyorum belki vardır ) , onlar neler çekmiş onların dilinden okusak. Netice de gerçekler anlatılmış. Demek neymiş her devirde halka refah,huzur ve eşitlik getirmek isteyenler köprüyü geçtiksen sonra halkı umursamazlar. Bir yerden buna benzer birşeyler hatırlar gibiyim :))

Okunası bir eser, özelikle ilk 2 bölümü diğerleri biraz zorlama gibi olsada bence her kütüphane de bulunması gereken bir eser. Klasik İngiliz kara mizah, absurd komedi. İngilizlerin mizah anlayışı bizim gibi sıcak kanlı Akdeniz İnsanlarına biraz değişik gelir ama ben genelde severim. Kitabı okurken neye niyet ederseniz kitap o oluveriyor hemen. İster macera kitabı diye okuyun ister felsefe ister mizah hepsinede uyar. Önemli lan hangi gözlükle okuduğunuz. Belki bu yüzden bazılarınız beklediklerini bulamadı kitapta . Bence çok ince mesajlar var kitabın içinde ders çıkarmamız gereken. Kitabın bir yerinde yanlş hatırlamıyorsam evrenin nüfusunu çıkartıyorlar. Düşünün bakalım evrenin yüz ölçümü sonsuz ise nüfusu kaç olur ? :))))
NOT : Yine kitabın bir yerinde çevirmen notunda " you will never walk alone " şarkısını çevirmen GS ile bağdaştırmış anlayamadım, anlayan beri gelsin :)))

Yazarın hikayesi çok ilginç, milyonda bir çıkar böyle insanlar ve daha çok çıkmalıdırlar. Fakat benim düşüncem herkezin bir kimlik sahibi olması gerektiğidir, bu kimlik insan olma şemsiyesi altında dallanıp budaklanır ( milliyet,din,siyasal düşünce gibi ) . Görüldüğü gibi dünya daki tüm devrimler körü körüne inanan insanlar yada gruplar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bireyselleşen toplumlarda ahlaki olarak insanlığın çökeceğine inanmaktayım , gelecek hayali olmayan toplumlar anlık düşüncelerle diğer insanlara bireyselleşme adına zararları verebilir ki günümüzde olan çoğu dramatik olayların arkasında da kanatimce bu yatmaktadır. Ayrımı yapılması gereken şey kitle hareketlerini şahsi menfaatleri için örgütleyen kişi yada gruplar üzerine düşünmektir. İnsanlar sosyal yaratıklardır ve kitle halinde yaşamak zorundadırlar , oluşturulan kitlerin sen ben ayrımı yapmamaları gibi sadece ben de dememeleri gerekmektedir. Oluşan gruplar/kitleler/milletler/dinler/düşüncelerin temelinde topluca insanlık adına bir gelişme olmalıdır. Düşüncelerin, görüşlerin , fikirlerin ve inançların harmanlanmasından daha umut vadedici görüşler ortaya çıkabilir. Ahlak ve sosyallik sahibi olan insanlığın saygılı bir ortamda birlik içinde , herhangi bir şeye alet edilmeden yaşamaları , geçmişi unutmadan, gelecek hayalleri kuran ve anı yaşayan kitlelerin ortak müştereklerde bulunarak yaşamaları, bireyselcilikten öte kitle halinde olması gerekmektedir diye düşünüyorum . Bireyselciliğe karşı değilim ama taraftarıda değilim.