E-Dergi

Anladığım kadarıyla yazar aslında topyekun bir Orta Çağ eleştirisi yapıyor. Yani sadece İslam'ın değil, Avrupa'nın da bir Orta Çağ'ı yoktu. LeGoff'a da göndermelerle dönemlendirmenin, özellikle de Orta Çağ dönemlendirmesinin bazı detayları görmeye engel teşkil edecek bir genelleme olduğunu söylüyor. Bu açıdan kitap bence başlığının hakkını vermiyor. Çünkü mesela doğrudan İslam'la, İslam tarihiyle alakalı değil.

Râbia el-Adeviyye'nin temsil ettiği, onun üzerinden anlatılan tasavvufî hâller ve makamları, motifleri harika şekilde analiz eden, özellikle tasavvufla, genel olarak da İslam tarihinde bilginin nakli ve yeniden üretilmesi problemiyle ilgilenen herkesin muhakkak okuması gereken bir kitap.

tasavvufun teşekkül sürecine önemli bir katkı. yeni baskılarda biraz daha editoryal gayret okuru rahatlatacaktır: bölümlendirmeler, başlıklandırmalar çeşitlendirilebilir. ayrıca anlatımdaki bazı tekrarlar okumayı güçleştiriyor. konuşma uslubu bazen sanılanın aksine akıcılığı engelleyebiliyor. eserin sunduğu teşekkül hipotezi genel hatlarıyla mukni. ekrem demirli ve hacı bayram başer'in tezleriyle örtüşüyor. fakat başer'in şeriat ve hakikat çalışmasının kavramsal düzeyde bir okumayı daha iyi başardığını söylemek mümkün.

erken dönem tasavvufun kurucu metinleri arasında sayılabilir bu risaleler. tasavvufun teşekkülünün anlaşılması için dikkatle okumak gerek.

maalesef eserle aranızda bir tercüme engeli olduğunu her fırsatta hissettiriyor mütercim. eserin sunduğu hipotez, kaynak kullanımı ikna edici. lakin tercüme, eseri kimi zaman anlaşılmaz hale getirmiş.