E-Dergi

'Biyoistatistik Terimler Sözlüğü', Türkçenin bilim dili olarak gelişmesi, bilim ve teknolojinin hızla gelişmesi, bilim ve teknolojinin hızla ilerlemesiyle ortaya çıkan terimlere Türkçe karşılıklar bulunması ve özellikle Türkçe sözcüklerde ortak bir termonolojinin oluşmasına katkıda bulunabilmek amacı ile bu çalışmaya gerek duyulmuş. 'Dictionary Of Biometry'de yer alan 2430 terimin karşılığı olarak önerilen Türkçe terimleri tartışmaya açarak okuyucularına seslenen sözlüğün bir dileği var ki o da : 'Lütfen terimlerle ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşın!...'

'Büyük Mevzularda Ufak Fikirler' Musa Carullah'ın kendisi gibi Kazan'da yetişip büyüyen Ziya'eddin Kemali'nin 'Dini Tedbirler' adlı eserini reddetmesiyle kaleme almış olduğu polemik türü bir kitap. Bu kitap, yazarın İslam tecdid geleneği içindeki yeri hakkında önemli ipuçları veriyor ve bir yenilikçinin ne ölçü de gelenekçi olabileceğini gösteriyor. İslamın kelamının en ciddi meselelerine ve güncel tartışmalara yer veren kitap, 'Tenkitler' başlığı altında 'Fakirlik ve Zenginlik', 'Ümmetin İhtilafı', 'İnsan Ve Melek','Haramın Rızık Olup Olmaması',
'Ruhbanlık' ve 'Tasavvuf' merak edilen konulara yer veriyor. Kitabın başında bulunan hadis değerlendirmeleri, yazarının hadise bakış açısının değerlendirirken;
hüsun, kubuh, mucize ve tasavvuf konularında söyledikleri, günümüz tartışmasına ışık tutacak nitelikte.

Hinduizm, Budizm, Müslümanlık, Hıristiyanlık,
Taoizm... Eğer amacınız Tanrı ile birlik ise ona ulaşmak için hangi aracı kullandığınızın önemi yoktur. Sevgi dolu Tanrı daima sizin sesinizi duyacak ve çağrınıza yanıt verecektir. 'Tanrı'ya Giden Kestirme Yollar', derin bir içselliğin sade bir ifadesi. Telaşsız olmanın, zamansızlığın, kabullenmemenin, kalbin yolunu izlemenin, kendimizi evrenin akışına bırakmanın ve Tanrı'ya ulaşmanın kestirme yollarının açıklandığı bu kitap, verdiği yaşam örnekleriyle bu dersleri kolayca öğrenmemizi sağlıyor. Tanrı ile birleşmek ve bir bebeğin saflığını yeniden kazanmamızı sağlayacak kestirme yollar, Tanrı sevgisi ve kendimizi O'na bırakmanın güven verici mutluluğunu hissetmemiz için bir rehber niteliğinde.

Taner Kışlalı'nın eşi, Nilgün Kışlalı'nın ölümü üzerine onun yaşamöyküsünü yazmayı düşünen yazar, arkasından Taner Kışlalı'nın katledilmesi üzerine onun da yaşamöyküsünü kitabına eklemiş. Cinayetlerin, ölümlerin getirdiği ayrılıkların, parçalanmaların ve yıkımların izlerinden oluşan bu kitap böylelikle üç bölümden oluşmuş. Birinci bölümde 'Nilgün'ün, ikinci bölümde 'Ahmet Taner'in anlatıldığı kitap, son bölümde
İran'ı konu alıyor. Ün, unvan ya da para kazanmak amacıyla yazılmadığı belirtilen kitap, 'acıları değil, mutlulukları paylaşmak' için yazılıyor. Bazı insanların, fikirlerin ve gerçeklerin unutulmasını geciktirmek, bir vefa borcu olarak kaleme alınıyor.

İçimde melankolik kuşlar uçuşuyor / güneşi peçelemiş kara bulutlar / yağmur tanecikleri çekingen kapımın önünde / ah yüreğim / kuşların sığınacağı tek dalda / tüyleri diken diken kuşların" yüreğinde yalnızlıkların tüm boyutlarını yaşayan, melankoliyi saklanacağı yeri bir türlü bulamayan yorgun bir kuşa benzeten şair, hayal gücünün derinliklerine yolculuk yapıyor. Kimi zaman sevgileri ve sevgilileri bu yolculuğun duraklarında bizlere gösteren şair, kendiyle beraber yolculuğa çıkacak okuyucularını bekliyor.