E-Dergi

Tasavvuf aslında bir nevi incelik ve insan ilişkilerinde zerafet ve anlayış demek Bu kitapta bu şekilde zerafet örneklerine yer vermiş yazar.Ben yararlandım ve notlar aldım.İşte o notlarımdan bir örnek
Bayezid’in kapısına bir adam gelir ve seslenir:
Bayezid: “Kimi arıyorsun?” diye sorar.
“Bayezid’i “ diye karşılık verir adam
“Vah zavallı “ der Bayezid “Otuz yıldır ben de arıyorum (Sayfa 118)

Bu ktaptan bir çok hikayeyi öğrencilerimle de paylaştım .biraz benim kitabımın öykülerini andırıyor(hayatınzı değiştirecek öyküler I-II-III) öykü hiç bir zaman ölmeyen bir anlatım biçimi ve herkesin hafızasında en az 3 4 tane olmalı ben şahsen 200 öyküyü ezbere anlatabiliyorum..yeter ki bu kitaptaki gibi güzel olsun işte kitaptan küçük bir öykü
EN ÇOK KİMİ SEVERSİN?
Bir bilgeye:”Dünyada en çok kimi seviyorsun?” diye sorarlar.:
Bilge: “Terzimi severim” der.
Dünyada o kadar çok sevecek insan varken neden terzi? Dediklerinde.
Bilge :”İnsanlar benim hakkımda bir kez karar verirler,beni hep o yargıyla değerlendirirler.Oysa Terzim,her gittiğimde ölçümü yeniden alır.”

1800 yıl öncesi ingiliz toplumunda osmanlı'ya karşı beliren ön yargının yanında hayranlık ve özentiyi de anlatan harika bir kitap işte kitaptan aldığım bir hayli nottan bir kaç tanesi
""Kral bir seyahete çıktığı zaman yanında en az 65 tane Türk halısı olurdu.."
Tıpkı kahve gibi kahvehane de İngiltere’ye Osmanlı’dan ithal edilmiştir…
İstanbul’da ilk kahve 1544 tarihinde Rüstem Paşa Camii’nin yanında açılmıştır.
İngiltere’de kahve işletenler hatta müşteriler bile başlangıçta sarık giymişler,birçok kahvehaneye “Türk Başı “ismi verilmiştir.”

Kitabın ana konusu tufeyliler yani davet edilmediği yere giden parazit insanlar tarihe bir yolculuk yapmak istiyorsanız ve o dönemdeki insan karekterlerini ve onların bugünün insanı ile ilişkilendiriyorsanız harika bir kitap sayfalarca alıntı yapmışım kitaptan işte bir örnek

Tufeylinin birine Ebu Bekir ve Ömer’i seviyor musun ?diye sordular.
“Yemek yeme sevgisi kalbimde hiçbir kimseye yer bırakmadı” diye cevap verdi.
* * *
Tufeyli Abbas’a “En çok sevdiğin şey nedir?” diye sordular.Şöyle cevapladı:
“Yağmurlu bir günde,yakın bir yerdeki davet” diye cevap verdi.

Severek okuduğum nefis bir kitap..Örneğin bir sahne kahramanımız o güne kadar hiç görmediği güzellikte bir bayana rastlar..Sonra onu takip ederek evini öğrenir..Ama hangi sıfatla evine gidecektir.Her gün o kızın evinin önünde saatlerce dolanır durur…Bir gün bu evde yaşayan kızın halası balkonda kanaryasını beslerken kafes elinde düşer ve kanarya ile birlikte ikinci kattan aşağıya doğru düşmeye başlar
kitap böyle devam eder iyi okumalar kitabın o bölümünü okurken Simyacı geldi aklıma hani bir sözü vardı ya"Bir şeyi yürekten istersen bütün evren size yardım eder" diye .tahminim siz de aynı şeyleri düşünceksiniz