E-Dergi

Çağatay Uluçay'in bütün kitaplarını çok beğeniyorum. Harika bir tarihçi ve bu kitabında da haremin içinde bir sistemi çok daha net bir şekilde gördüm. Öyle dizilerdeki gibi almış başını gitmiş görüntüler yok. Birde görevli cariyeler arasında Kutucu Kızlara da pek güldüm ya :))

Ben romanın içindeki mektupla yapılan yazışmaları çok beğenmiştim. Pierre loti İstanbul'u çok farklı değerlendirirken avrupadaki yakınları küçümsüyordu. Birde kitapta ahmet karakteri gerçekten yaşamış mı bilmiyorum ama savaşta ölmesine üzüldüm :(

Psikoloji okuru olarak hem kişilik bozukları hem de içinde geçen hasta öyküleri ile gerçekten ziyadesiyle beğendiğim bir kitap oldu. Hatta okuduktan sonra çevremi daha iyi analiz etme fırsatı bile yakaladım. Herkese mutlaka tavsiye ediyorum. Çünkü kimse ne olduğunun farkında değil.

Tarihte yaşamış ünlü kadınlarla birlikte, ilk yapanlar aletlerden modernliğe kadar kadınların nasıl yüceltilip yerine dibine sokulmasını, kültürel açıdanda değerlendirmiş.

Ben bu romanı okuduğumda ilkten klasik bir yasak aşk hikayesi diye düşünmüştüm. Ama sonrasında gelişen olayların çakan şimşekle birleşmesi beni ziyadesiyle heyecanlandırdı. Okumayanlara tavsiye ediyorum.